kilavuzyolu
  Rahmet Nedir
 

festeiz billahi mineş şeytanir racim. Bismillahirrahmanirrahim.

Kovulmuş Şeytan'ın şerrinden Allah'a sığının.

Rahman ve Rahim Olan Allah'ın Adı ile.

 

ENBİYÂ SURESİ

(96) Nihayet, Yecuc ve Mecuc'un önü açıldığı zaman, onlar her yönden saldırırlar. 

(97) Hak sözün gerçekleşmesi yaklaşmış ve kafirlerin gözleri korkudan dona kalmıştır: "Vah bize, Biz bundan gaflet içinde idik. Biz gerçekten zalimler olduk." 

(98) Siz ve ALLAH'ın yanında taptıklarınız cehennemin yakıtısınız; sizler oraya girmeye layıksınız. 

(99) Onlar tanrılar olsaydı oraya girmeyeceklerdi. Oysa hepsi orada ebedi kalıcıdırlar. 

(100) Onlar için orada iç çekip inlemek vardır; hiç bir şey de işitemezler. 

(101) Ancak kendilerine mutlu bir son belirlediklerimiz hariç, onlar ondan uzaklaştırılacaklardır. 

(102) Onun uğultusunu işitmezler. Canlarının istediği şeyler içinde ebedi kalırlar. 

(103) O en büyük korku onları üzmez. Kendilerini melekler, "İşte bu, size söz verilen gününüzdür!," diye karşılar. 

(104) O gün göğü dosyaları dürer gibi katlar ve yaratılışın ilk durumunu nasıl başlatmışsak ona çeviririz. 

(105) Zikir'den sonra Zebur'da da, "Yeryüzüne benim erdemli kullarım varis olacak," diye yazıp belirtmiştik. 

(106) Kulluk eden bir toplum için bunda bir bildiri vardır. 

(107) Ve sana gönderdiğimiz ŞEY. Muhakkak alemlere rahmet için.

 

 

(sürekli bile bile bu şekilde yanlış çeviri)  

(107) *Biz seni alemlere bir rahmet olarak gönderdik*. 

 

(108) De ki, "Sizin tanrınızın bir tek tanrı olduğu bana vahyediliyor. Artık teslim olacak mısınız?" 

(109) Eğer yüz çevirirlerse de ki, "Size yeterli ölçüde bildirdim. Size söz verilen şeyin yakın mı, yoksa uzak mı olduğunu bilmem." 

(110) "O, açıklanan sözü de bilir, gizlediklerinizi de bilir."

 

(107) 

Ve……:  ve

Ma…..:  şey 

ersel ...:  göndermek

na….. :  ..dik(çoğul eki)

ke …..:  2. tekil şahıs iyelik zamiri,

İkinci tekil şahıs zamirinin nesne hâli

 

İla …:  ile

Rahmet : rahmet

     Lil …….: için (çoğul)

Âlemine ..: Bilenler      

 

kelime meali : Ve sana gönderdiğimiz şey. Muhakkak alemlere rahmet için.

 (EN'ÂM suresi 12. ayet)

De ki: "Göklerde ve yerde olanlar kimindir?" "Allâh'ındır" de. O, rahmet etmeyi kendi üstüne yazmış(acımayı kendisine prensip edinmiş)tir. Sizi elbette varlığında şüphe olmayan kıyâmet gününde toplayacaktır. Ama kendilerini ziyana sokanlar, inanmazlar. 

(AHKAF suresi 12. ayet)

Kur'an'dan önce, Musa'nın kitabı Tevrat, bir rahmet ve rehberdi. Bu Kur'an, zulmedenleri uyarmak ve güzel davrananlara müjde olmak üzere arap diliyle indirilmiş, kendinden öncekileri doğrulayan bir Kitap'tır.

 

(AHZÂB suresi 17. ayet)

De ki: «Allah size bir kötülük dilerse veya bir rahmet isterse, O'na karşı kim sizi koruyabilir? Allah'tan başka dost ve yardımcı bulamazsınız.» 

 

(ÂLİ IMRÂN suresi 107. ayet)

Yüzleri ağaranlar ise Allâh'ın rahmeti içindedirler, orada sürekli kalacaklardır.

 

(ANKEBÛT suresi 51. ayet)

Kendilerine okunan Kitabı sana indirmemiz, onlara yetmedi mi? Şüphesiz inanan bir toplum için bunda bir rahmet ve öğüt vardır. 

 

(A'RAF suresi 49. ayet) 

Allah onları hiçbir rahmete erdirmez diye haklarında yemin ederek küçümsediğiniz kimseler bunlar mıydı? Bu arada Allah onlara «Giriniz cennete, sizin için hiçbir korku sözkonusu değil artık, hiç üzülmeyeceksiniz» der. 

 

(A'RAF suresi 52. ayet)

Biz onlara, ilme dayalı ayrıntılı açıklamalarla donattığımız, müminlere doğru yol kılavuzu ve rahmet olan bir kitap (Kur'an) gönderdik. 

 

(A'RAF suresi 72. ayet)

Hud'u ve beraberindekileri rahmetimizin sonucu olarak kurtardık. Ayetlerimizi yalanlayarak inanmamış olanların ise kökünü kuruttuk. 

 

(A'RAF suresi 154. ayet)

Musa'nın öfkesi yatışınca attığı levhaları yerden aldı. Bu levhalarda Rabblerinden korkanlar için doğru yolu gösteren, rahmet niteliğinde yazılar vardı. 

 

(CÂSİYE suresi 20. ayet)

Bu Kur'an, insanlara kurtuluş yollarını gösteren kanıtlar sunmaktadır; kesin olarak inananlara kılavuz ve rahmettir.  

(EN'ÂM suresi 54. ayet)

Âyetlerimize iman edenler sana geldikleri zaman onlara:"Selam sizlere!" de! Rabbiniz merhameti kendi Zatına temel bir ilke edinmiştir. Sizden kim bilmeyerek bir günah işler de sonra ardından tövbe eder ve halini düzeltirse Onun da gafur ve rahîm (çok affedici ve merhametli) olduğunu bilmelidir." 

 

(HÛD suresi 17. ayet) 

Rabbinden açık bir delil üzerinde olan, O'nun tarafından bir şahidin izlediği, ayrıca kendisinden önce bir rehber ve rahmet olarak Musa'nın kitabı bulunan kimse onlara benzer mi? İşte bunlar, ona iman ederler. Gruplardan her kim ona küfrederse, artık onun varacağı yer ateştir, sakın bunda şüpheye düşme; çünkü bu Rabbinden bir gerçektir. Ne var ki, insanların çoğu imana gelmezler. 

 

(HÛD suresi 28. ayet) 

Nuh: «Ey kavmim, ne dersiniz? Eğer ben Rabbimden açık bir delil üzerinde isem ve O, bana katından bir rahmet vermiş de size onu görecek göz verilmemişse, onu istemediğiniz halde biz sizi ona zorlayacak mıyız?

 

 
   
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol