kilavuzyolu
  Ekber Kelimesi kök ك ب ر
 

Kök:           ك ب ر

 

arap

1

ٱسْتِكْبَارًۭا

2

ٱسْتَكْبَرَ

3

أَسْتَكْبَرْتَ

4

ٱسْتَكْبَرْتُمْ

5

ٱسْتَكْبَرُوا۟

6

أَكَٰبِرَ

7

أَكْبَرَ

8

أَكْبَرُ

9

أَكْبَرْنَهُۥ

10

ٱلْأَكْبَرَ

11

ٱلْأَكْبَرُ

12

ٱلْأَكْبَرِ

13

ٱلْكُبَرِ

14

ٱلْكِبَرَ

15

ٱلْكِبَرُ

16

ٱلْكِبَرِ

17

ٱلْكُبْرَى

18

ٱلْكُبْرَىٰٓ

19

ٱلْكِبْرِيَآءُ

20

ٱلْكَبِيرُ

21

ٱلْكَبِيرِ

22

ٱلْمُتَكَبِّرُ

23

ٱلْمُتَكَبِّرِينَ

24

ٱلْمُسْتَكْبِرِينَ

25

تَتَكَبَّرَ

26

تَسْتَكْبِرُونَ

27

تَكْبِيرًۢا

28

فَٱسْتَكْبَرْتُمْ

29

فَٱسْتَكْبَرُوا۟

30

فَكَبِّرْ

31

كَبَآئِرَ

32

كَبَٰٓئِرَ

33

كُبَّارًۭا

34

كَبُرَ

35

كِبْرٌۭ

36

كَبُرَتْ

37

كِبْرَهُۥ

38

كَبِيرٌۭ

39

كَبِيرٍ

40

كَبِيرًا

41

كَبِيرَةًۭ

42

كَبِيرُهُمْ

43

لِتُكَبِّرُوا۟

44

لَكَبِيرَةً

45

لَكَبِيرَةٌ

46

لَكَبِيرُكُمُ

47

لِّلْمُتَكَبِّرِينَ

48

مُتَكَبِّرٍۢ

49

مُسْتَكْبِرًۭا

50

مُّسْتَكْبِرُونَ

51

مُسْتَكْبِرِينَ

52

ٱسْتَكْبَرَ

53

ٱسْتَكْبَرْتَ

54

ٱسْتَكْبَرْتُمْ

55

ٱسْتَكْبَرُوا۟

56

أَكْبَرُ

57

كُبَرَآءَنَا

58

كَبِّرْهُ

59

كَبِيرٍۢ

60

لِتُكَبِّرُوا۟

61

يَسْتَكْبِرْ

62

يَتَكَبَّرُونَ

63

يَسْتَكْبِرُونَ

64

يَكْبُرُ

65

يَكْبَرُوا۟

 
Yaşar Nuri Öztürk Meali:

                          2   Bakara                           34

  O vakit biz meleklere, Âdem'e secde edin demiştik de İblis dışında tümü secde etmişti. İblis yan çizmiş, kibre sapmış ve nankörlerden olmuştu.

                          2   Bakara                           45

  Sabra ve namaza sarılarak yardım dileyin. Hiç kuşkusuz bu, kalbi ürperti duyanlardan başkasına çok ağır gelir.

                          2   Bakara                           87

  Yemin olsun ki, Mûsa'ya Kitap'ı verdik. Ve arkasından da resuller gönderdik. Meryem oğlu İsa'ya da açık-seçik deliller verdik ve kendisini

  Ruhulkudüs'le güçlendirdik. Bir resulün size, nefislerinizin hoşlanmadığı bir şey getirdiği her seferinde büyüklük taslamadınız mı? Bir kısmını

  yalanladınız, bir kısmını da öldürüyorsunuz.

                          2   Bakara                         143

  İşte böyle! Biz sizi, insanlar üstüne tanık olasınız, resul de sizin üstünüze tanık olsun diye, orta yolu izleyen bir ümmet yaptık. Biz, eskiden üzerinde

  olduğunu kıble haline getirdik ki resule uyanı, ökçesi üstüne gerisin geri dönenden ayıralım. Bu, Allah'ın kılavuzluk ettikleri dışındakilere gerçekten

  zor gelecektir. Ama Allah imanınızı işe yaramaz hale getirmeyecektir. Şu da bir gerçek ki, Allah öncelikle insanlara karşı çok acıyıcı, çok

  merhametlidir.

                          2   Bakara                         185

  Ramazan o aydır ki; insanlara kılavuz olan, iyi-kötü ayrımıyla hidayetten kanıtlar getiren Kur'an, onda indirilmiştir. O halde bu aya ulaşanınız onu

  oruçlu geçirsin. Hasta olan veya yolculuk halinde bulunan, tutamadığı gün sayısınca başka günlerde tutsun. Allah sizin için kolaylık ister; O sizin

  için zorluk istemez. Tutulmamış olan günleri tamamlamanızı, sizi doğru yola kılavuzladığı için Allah'ı yüceltmenizi ister. Ve sizin şükretmeniz

  umulmaktadır.

                          2   Bakara                         217

  Sana haram ayı, onda savaşmayı soruyorlar, De ki: O ayda savaş büyük bir günahtır. Ama Allah yolundan alıkoymak, O'na ve Mescid-i Haram'a

  nankörlük etmek, ora halkını oradan sürüp çıkarmak, Allah katında daha büyük bir günahtır. Fitne/baskı ve bozgunculuk, cana kıymaktan daha büyük

  bir kötülüktür. Eğer güçleri yetse sizi dininizden çevirinceye kadar sizinle savaşmayı sürdürürler. İçinizden kim irtidâd edip dininden dönerse kâfir

  olarak ölür. Böylelerinin amelleri dünyada da âhırette de boşa gitmiştir. Ateş ehlidir onlar. Sürekli kalacaklardır orada.

                          2   Bakara                         217

  Sana haram ayı, onda savaşmayı soruyorlar, De ki: O ayda savaş büyük bir günahtır. Ama Allah yolundan alıkoymak, O'na ve Mescid-i Haram'a

  nankörlük etmek, ora halkını oradan sürüp çıkarmak, Allah katında daha büyük bir günahtır. Fitne/baskı ve bozgunculuk, cana kıymaktan daha büyük

  bir kötülüktür. Eğer güçleri yetse sizi dininizden çevirinceye kadar sizinle savaşmayı sürdürürler. İçinizden kim irtidâd edip dininden dönerse kâfir

  olarak ölür. Böylelerinin amelleri dünyada da âhırette de boşa gitmiştir. Ateş ehlidir onlar. Sürekli kalacaklardır orada.

                          2   Bakara                         217

  Sana haram ayı, onda savaşmayı soruyorlar, De ki: O ayda savaş büyük bir günahtır. Ama Allah yolundan alıkoymak, O'na ve Mescid-i Haram'a

  nankörlük etmek, ora halkını oradan sürüp çıkarmak, Allah katında daha büyük bir günahtır. Fitne/baskı ve bozgunculuk, cana kıymaktan daha büyük

  bir kötülüktür. Eğer güçleri yetse sizi dininizden çevirinceye kadar sizinle savaşmayı sürdürürler. İçinizden kim irtidâd edip dininden dönerse kâfir

  olarak ölür. Böylelerinin amelleri dünyada da âhırette de boşa gitmiştir. Ateş ehlidir onlar. Sürekli kalacaklardır orada.

                          2   Bakara                         219

  Sana uyuşturucuyu/şarabı ve kumarı sorarlar. De ki: Bu ikisinde büyük bir günah vardır; insanlar için çıkarlar da vardır. Ama onların kötülüğü

  yararlarından çok daha büyüktür. Ve sana neyi infak edeceklerini de soruyorlar. De ki: Helal kazancınızın size ve bakmakla yükümlü olduklarınıza

  yeterli olanından artanını verin. İşte Allah, ayetleri size böyle açıklar ki, derin derin düşünebilesiniz.

                          2   Bakara                         219

  Sana uyuşturucuyu/şarabı ve kumarı sorarlar. De ki: Bu ikisinde büyük bir günah vardır; insanlar için çıkarlar da vardır. Ama onların kötülüğü

  yararlarından çok daha büyüktür. Ve sana neyi infak edeceklerini de soruyorlar. De ki: Helal kazancınızın size ve bakmakla yükümlü olduklarınıza

  yeterli olanından artanını verin. İşte Allah, ayetleri size böyle açıklar ki, derin derin düşünebilesiniz.

                          2   Bakara                         266

  Herhangi biriniz ister mi ki; altından ırmaklar akan, içinde her tür meyvası olan, hurmalardan,üzümlerden oluşmuş bir bahçesi bulunsun, kendisinin

  güçsüz-çaresiz yavruları da olsun ve bu haldeyken üstüne ihtiyarlık çöksün, tam bu sırada o bahçeye alevli bir bora isabet etsin de bahçe, baştan

  başa yansın. Allah size ayetleri işte bu şekilde açıklıyor ki, inceden inceye ve derinden derine düşünebilesiniz.

                          2   Bakara                         282

  Ey iman sahipleri! Belirli bir süre için birbirinize borç verdiğinizde onu yazın. Aranızda bir yazıcı adaletle yazsın. Yazıcı, Allah'ın kendisine

  öğrettiği şekilde yazmaktan kaçınmasın, yazsın. Borç altına giren kişi de onu kayda geçirtsin ve Rabb'inden korksun da borcundan hiç bir şey

  eksiltmesin. Borç altına giren, aklı ermez yahut zayıf, çaresiz biri ise yahut yazdırmaya gücü yetmiyorsa, velisi adaletle yazdırsın. Erkeklerinizden iki

   kişiyi de tanık tutun. Eğer iki erkek yoksa rızanızla kabul edeceğiniz tanıklardan bir erkek ve iki kadın gerekir. Bu, kadınlardan biri şaşırırsa /

  unutursa ötekisi ona hatırlatsın diyedir. Tanıklar, çağırıldıklarında çekimser davranmasınlar. Küçük veya büyük, borcu, süresine kadar yazmaktan

  üşenmeyin. Böyle yapmanız Allah katında adalete daha yakın, tanıklık için daha sağlam, kuşkuya düşmemeniz için daha elverişlidir. Ancak aranızda

  döndürüp durduğunuz tamamen peşin bir ticaret söz konusu ise onu yazmamanızda sizin için bir sakınca yoktur. Karşılıklı alışveriş yaptığınızda da

   tanık bulundurun. Yazıcıya da tanığa da zarar verilmesin. Böyle bir şey yaparsanız bu, kendinize kötülük olur. Allah'tan korkun. Allah size öğretiyor.

  Allah, her şeyi en iyi biçimde bilendir.

                          3   Ali imran                        40

  Dedi ki: Rabbim, benim nasıl çocuğum olur? İhtiyarlık tam bir biçimde üstüme binmiş, karım kısır. Allah cevap verdi: Allah, dilediği şeyi işte böyle

  yapar.


                          3   Ali imran                       118

  Ey iman sahipleri! Kendi dışınızdakilerden/seviyenizin altındakilerden bir kimseyi sırdaş edinmeyin. Sizi sarpa sardırıp perişan etmekten

  çekinmezler. Size sıkıntı verecek şeyi pek severler. Ağızlarından nefret ve öfke taşmaktadır. Göğüslerinin saklamakta olduğu ise daha büyüktür.

  Eğer aklınızı işletirseniz Allah size ayetlerini açık-seçik göstermiştir.

                          4   Nisa                                2

  Yetimlere mallarını verin. Temizi pise değişmeyin. Yetimlerin mallarını kendi mallarınıza katarak yemeyin. Bunu yapmak gerçekten büyük bir vebaldir.

                          4   Nisa                                6

  Yetimleri, nikâh çağına gelmelerine kadar gözetleyip deneyin. O zaman onlarda içinize sinecek bir olgunluk ve erginlik görürseniz, mallarını onlara

  geri verin. Büyüyecekler diye bu malları tez elden saçıp savurarak yemeyin. Zengin olan, iffetli davransın. Fakir olan ise örfün gerekli kıldığı oranda

  yesin. Mallarını kendilerine teslim ettiğiniz zaman yanlarında tanıklar bulundurun. Hesap sorucu olarak Allah yeter.

                          4   Nisa                              31

  Eğer yasaklandığınız günahların büyüklerinden uzak kalırsanız, diğer kötülüklerinizi örteriz ve sizi nimet ve bereket dolu bir varış yerine ulaştırırız.

                          4   Nisa                              34

  Erkekler; kadınları gözetip kollayıcıdırlar. Şundan ki, Allah, insanların bazılarını bazılarından üstün kılmıştır ve erkekler mallarından bol bol

  harcamışlardır. İyi ve temiz kadınlar saygılıdırlar; Allah'ın kendilerini koruduğu gibi, gizliliği gereken şeyi korurlar. Sadakatsizlik ve

  iffetsizliklerinden korktuğunuz kadınlara önce öğüt verin, sonra onları yataklarında yalnız bırakın ve nihayet onları evden çıkarın/bulundukları yerden

  başka yere gönderin! Bunun üzerine size saygılı davranırlarsa artık onlar aleyhine başka bir yol aramayın. Allah çok yücedir, sınırsızca büyüktür.

                          4   Nisa                             153

  Ehlikitap, senden kendilerine gökten bir kitap indirmeni istiyor. Zaten onlar Mûsa'dan da bundan daha büyüğünü istemişlerdi. Demişlerdi ki: Allah'ı

  bize açıktan göster. Bunun üzerine zulümlerinden ötürü kendilerini yıldırım çarpmıştı. Sonra kendilerine açık-seçik kanıtların gelişi ardından

  buzağıya taptılar. Biz onların bu günahını da affettik. Biz Mûsa'ya apaçık bir kanıt/bir hükmetme gücü verdik.

                          4   Nisa                             172

  Ne Mesih Allah'ın bir kulu olmaktan çekinir ne de Allah'a yakınlaştırılmış melekler. Allah'a kulluk ve ibadetten çekinerek kibre saplanan bilsin ki, Allah

   onların tümünü huzurunda haşredecekir.

                          4   Nisa                             173

  Bunun ardından da inanıp hayra ve barışa yönelik işler yapanların ödüllerini tam verecek ve lütfundan onlara fazlalıklar da bağışlayacaktır. Kulluktan

  çekinip büyüklük taslayanlara gelince, onlara korkunç bir azapla azap edecektir. Böyleleri, kendileri için Allah'tan başka ne bir dost bulacaklardır ne

  de bir yardımcı.

                          5   Maide                            82

  Şu tartışılmaz bir gerçektir ki, insanların iman edenlere en şiddetli düşmanlık duyanlarını, Yahudilerle şirke batanlar bulursun. Şu da tartışılmaz bir

   gerçektir ki, insanların iman edenlere sevgide en yakın olanlarını biz Hıristiyanlarız diyenler bulursun. Bu böyledir. Çünkü o Hıristiyanlar içinde

  derin araştırmalar yapan keşişler, kendini Allah'a adamış rahipler vardır. Ve onlar, kibre sapmazlar.

                          6   Enam                            19

  Sor: Tanıklık bakımından hangi şey daha büyüktür? De ki: Benimle sizin aranızda Allah tanıktır. Bu Kur'an bana vahyolundu ki, onunla sizi ve

  ulaştığı herkesi uyarayım. Siz gerçekten Allah'ın yanında başka ilahların bulunduğuna tanıklık ediyor musunuz? De ki: Ben buna tanıklık etmiyorum.

  De ki: O, sadece tek bir tanrıdır! Ve ben, sizin ortak tuttuğunuz şeylerden uzağım!

                          6   Enam                            35

  Eğer yüz çevirip gitmeleri sana ağır geldiyse, haydi gücün yetiyorsa, yerin içinde bir delik yahut gökte bir merdiven ara da onlara bir mucize getir.

  Allah dileseydi onları doğru ve güzelde birleştirirdi. Artık cahillerden olma.

                          6   Enam                            78

  Nihayet Güneş'in doğmakta olduğunu gördüğünde, Benim Rabbim bu, bu daha büyük! dedi. O da batıp gidince şöyle seslendi: Ortak koştuğunuz

  şeylerden uzağım ben.

                          6   Enam                            93

  Yalan düzüp Allah'a iftira eden veya kendine bir şey vahyedilmediği halde Bana vahyedildi diyen kişi ile, Allah'ın ayet indirdiği gibi ben de indireceğim

   diyen kimseden daha zalim kim vardır? Bir görsen o zalimleri ölüm dalgaları içindeyken. Melekler ellerini uzatmış, Çıkarın canlarınızı! diye!

  Bugün zillet azabıyla cezalandırılacaksınız; çünkü Allah'a karşı gerçek dışı şeyler söylüyorsunuz ve çünkü O'nun ayetlerine karşı büyüklük

  taslıyordunuz.

                          6   Enam                           123

  Biz bu şekide her kentte/her medeniyette kodamanları, o kent ve medeniyetin suçluları yaptık ki, orada oyunlar tezgâhlayıp tuzaklar kursunlar. Aslında

  onlar öz benliklerinden başkasına oyun oynamıyorlar ama farkında değillir.

                          7   Araf                              13

  Buyurdu: O halde in oradan. Senin haddine mi orada büyüklük taslamak! Hadi çık! Sen alçaklardansın.

                          7   Araf                              36

  Ayetlerimizi yalanlayıp onlar karşısında burun kıvıranlara gelince, bunlar ateşin dostlarıdır. Sürekli kalacaklardır onun içinde.

                          7   Araf                              40

  Ayetlerimizi yalanlayan ve onlar karşısında büyüklük taslayanlar var ya, gök kapıları açılmayacaktır onlar için ve deve iğne deliğinden geçinceye

  kadar cennete giremeyeceklerdir onlar. Suçluları böyle cezalandırırız biz.


                          7   Araf                              48

  A'raf halkı, yüzlerinden tanıdıkları bazı erkeklere seslenip şöyle derler: Bir araya gelmeniz de büyüklük taslamanız da size hiçbir yarar sağlamadı.

                          7   Araf                              75

  Toplumunun kibre saplanmış kodamanları, içlerinden inanıp da baskı altında tutularak ezilenlere şöyle dediler: Siz Salih'in gerçekten Rabbi

  tarafından gönderildiğini biliyor musunuz? Onlar: Onun aracılığıyla gönderilene gerçekten inanıyoruz. dediler.

                          7   Araf                              76

  Kibre sapanlar şöyle konuştu: Biz sizin inandığınızı inkar edenleriz.

                          7   Araf                              88

  Toplumunun büyüklük taslayan kodamanları dediler ki: Ey Şuayb! Ya kesinlikle milletimize dönersiniz yahutta seni ve seninle birlikte inananları

  kentimizden çıkarırız. Dedi ki: Ya istemiyorsak; zor ve baskıyla mı?

                          7   Araf                             133

  Biz de onlar üzerine, açık mucizeler olarak tufan, çekirge, haşerat, kurbağalar ve kan gönderdik; yine de kibre saptılar ve günahkar bir topluluk

  oluverdiler.

                          7   Araf                             146

  Yeryüzünde haksız yere büyüklük taslayanları ayetlerimden uzak tutacağım: Onlar hangi mucizeyi görseler ona inanmazlar. Doğruya varan yolu

  görseler, onu yol edinmezler. Ama azgınlık yolunu görseler onu yol edinirler. Bu böyledir. Çünkü onlar ayetlerimizi yalanladılar ve onlara karşı

  kayıtsız kaldılar.

                          7   Araf                             206

  Rabbinin katında olanlar, büyüklük taslayıp O'na kulluktan yüz çevirmezler; O'nu tespih ederler ve yalnız O'na secde ederler.

                          8   Enfal                             73

  Küfre sapanlar da birbirlerinin dostlarıdır. Eğer şu dikkat çekilenleri yapmazsanız yeryüzünde bir fitne, büyük bir bozgun çıkar.

                          9   Tevbe                             3

  Bir de Allah ve resulünden insanlara Büyük Hac günü bir duyuru var: Allah da O'nun elçisi de müşriklerden kesinlikle uzaktır. O halde, tövde

  ederseniz bu sizin için hayırlırdır. Yok eğer yüz çevirirseniz şunu bilin ki, siz Allah'ı acze düşüremezsiniz. Küfre saplananlara acıklı bir azabı

  muştula!

                          9   Tevbe                            72

  Allah, mümin erkeklerle mümin kadınlara, altından ırmaklar akan cennetler vaat etmiştir. Sürekli kalacaklardır orada. Adn cennetlerinde de tertemiz

  barınaklar vaat etmiştir. Allah'ın bir hoşnutluğu ise hepsinden büyüktür. İşte budur o büyük başarı/o büyük kurtuluş.

                          9   Tevbe                          121

  Küçük büyük bir infakta bulunmaları, bir vadiyi geçmeleri, kendileri lehine mutlaka yazılır ki, Allah onlara yapıp ettiklerinden daha güzeliyle karşılık

  versin.

                        10   Yunus                           61

  Bir iş ve oluşta bulunsan, Kur'an'dan bir şey okusan; herhangi bir iş yapsanız, siz ona dalıp gitmişken biz üstünüzde mutlaka tanıklarız. Ne yerde ne

  gökte zerre ağırlığınca bir şey, ondan daha küçüğü de daha büyüğü de Rabbinden uzakta/gizli kalmaz; tümü apaçık bir Kitap'tadır.

                        10   Yunus                           71

  Onlara Nûh'un haberini de oku! Hani, toplumuna şöyle demişti: Eğer benim konumum ve Allah'ın ayetlerini hatırlatmam size ağır geliyorsa artık ben,

   Allah'a dayandım. Siz de ortaklarınızla bir araya gelip işinize bakın. Yapacağınız şey size bir kaygı da vermesin, hükmünüzü bana uygulayın. Ve

  bana fırsat da vermeyin.

                        10   Yunus                           75

  Onların ardından da Mûsa ile Hârun'u ayetlerimiz eşliğinde Firavun ve kurmaylarına gönderdik. Kibre saptılar ve günahkâr bir topluluk oldular.

                        10   Yunus                           78

  Dediler ki: Sen bize, atalarımızı üzerinde bulduğumuz şeyden bizi çeviresin de bu toprakta devlet ve ululuk ikinizin olsun diye mi geldin? Biz, ikinize

  de inanmıyoruz.

                        11   Hud                                3

  Af dileyin Rabbinizden; sonra da tövbe ile O'na yönelin ki, belirlenmiş bir süreye kadar sizi güzel bir nimetle nimetlendirsin ve her farklı derece

  sahibine hak ettiği ödülü versin. Eğer yüz çevirirseniz, o takdirde sizi büyük bir günün azabıyla korkuturum.

                        11   Hud                              11

  Sabredip hayra ve barışa yönelik amel sergileyenler böyle yapmazlar. Bunlar kendileri için bir yarlıgama ve büyük bir ödül öngörülen kişilerdir.

                        12   Yusuf                            31

  Kadın onların oyunlarını işitince, onlara haber gönderdi. Kendilerine, yaslanarak yiyebilecekleri bir sofra hazırladı ve her birine bir bıçak verdi.

  Yûsuf'a: Karşılarına çık. dedi. Nihayet Yûsuf'u görünce onu öylesine yücelttiler ki, kendilerinin ellerini kestiler. Şöyle dediler: Aman Allahım! Bu bir

  insan değil; asil bir melek bu!

                        12   Yusuf                            78

  Kardeşler dediler ki: Ey vezir! Bunun ihtiyar bir babası var. Onun yerine bizden birini alıkoy. Senin iyilikseverlerden olduğuna inanıyoruz.


                        12   Yusuf                            80

  Yûsuf'tan ümidi kesince bir kenara çekilip tartışmaya başladılar. Büyükleri dedi ki: Babanızın sizden Allah adına garanti aldığını, daha önce Yûsuf'a

   yaptığınız haksızlığı bilmez misiniz? Babam bana izin verinceye, yahut da Allah hakkımda hükmedinceye kadar bu ülkeden ayrılmayacağım.

  Yargıçların en hayırlısıdır O.

                        13   Rad                                9

  Gaybı da görünen âlemi de bilendir/Âlim'dir O... Kebîr, sınırsızca büyük O'dur; Müteâl, sonsuzca yüce O'dur.

                        14   ibrahim                          21

  Hepsi toplu halde, Allah'ın huzuruna çıkmış olacaklar. Ezilip horlananlar, büyüklük taslayanlara diyecekler ki: Biz sizin birer uydunuzduk. Şimdi siz

  Allah'ın azabından bir kısmını bizden uzaklaştırabilir misiniz? Cevap verecekler: Allah bize kılavuzluk etseydi elbette biz de size kılavuzluk ederdik.

  Şimdi inleyip feryat etsek de sabretsek de bir. Sığınacak hiçbir yerimiz yok.

                        14   ibrahim                          39

  İhtiyar yaşımda bana, İsmail ve İshak'ı bağışlayan Allah'a hamt olsun! Benim Rabbim, duayı gerçekten çok iyi duyar.

                        15   Hicr                               54

  Dedi: İhtiyarlık yakama yapıştıktan sonra mı bana müjde veriyorsunuz! Neye dayanarak müjde veriyorsunuz?

                        16   Nahl                              22

  Tanrınız bir tek tanrıdır. Böyle iken, âhirete inanmayanlar, kibre saplandıkları için kalpleri inkârcı olmuştur.

                        16   Nahl                              23

  Hiç kuşkusuz Allah, onların sakladıklarını da açığa vurduklarını da biliyor. Hiç kuşkusuz O, büyüklük taslayanları sevmiyor.

                        16   Nahl                              29

  Hadi girin cehennem kapılarından; sürekli kalacaksınız orada. Gerçekten kötü yermiş kibre sapanların barınağı.

                        16   Nahl                              41

  Zulme uğratıldıktan sonra Allah uğrunda hicret edenlere biz, dünyada elbette güzelce mekân tutturacağız. Âhiretin ödülü mutlaka daha büyüktür. Bir

  bilselerdi!

                        16   Nahl                              49

  Göklerdeki ve yerdeki canlı şeyler de melekler de yalnız Allah'a secde ederler ve hiç de büyüklük taslamazlar.

                        17   isra                                 4

  Biz, Beniisrail'e Kitap'ta şu yolda bir yargıda bulunduk: Siz yeryüzünde muhakkak iki kez bozgun vücuda getireceksiniz ve muhakkak büyük bir kibirle

  böbürleneceksiniz.

                        17   isra                                 9

  Şüpheniz olmasın ki bu Kur'an en kalıcı, en doğru olana kılavuzlar ve müminlere şu yolda müjde verir: Hayra ve barışa yönelik işler yapanlar için

  büyük bir ödül vardır.

                        17   isra                               21

  Bak nasıl, kimini kimine üstün kıldık! Ama âhiret, dereceler bakımından elbette daha büyük, lütuflandırma bakımından daha yücedir.

                        17   isra                               21

  Bak nasıl, kimini kimine üstün kıldık! Ama âhiret, dereceler bakımından elbette daha büyük, lütuflandırma bakımından daha yücedir.

                        17   isra                               23

  Rabbin şöyle hükmetti: O'ndan başkasına kulluk / ibadet etmeyin, anaya babaya çok iyi davranın: Onlardan birisi yahut her ikisi senin yanında ihtiyarlık

  çağına gelirse sakın onlara Öf! bile deme; onları azarlama, onlara tatlı, iltifatlı söz söyle.

                        17   isra                               31

  Yoksulluk korkusuyla çocuklarınızı öldürmeyin. Onları da sizi de biz rızıklandırıyoruz. Kuşkusuz, onları öldürmek büyük bir günahtır.

                        17   isra                               43

  O hep tespih edilen, onların söylediklerinden çok uzak ve çok yüksek; hem de ölçüye sığmayacak kadar yüksek...

                        17   isra                               51

  İsterseniz gönlünüzde büyüyen herhangi bir yaratık olun. Diyecekler ki: Peki bizi yeniden kim yaratacak? De ki: Sizi ilk kez yaratan kimse, o. Bunun

  üzerine başlarını sana doğru alaylı bir biçimde sallayarak şöyle konuşacaklar: Ne zaman o? De ki: Çok yakın olabilir!

                        17   isra                               60

  Hani, sana: Rabbin, insanları çepeçevre kuşatmıştır. demiştik. Sana gösterdiğimiz o rüyayı da Kur'an'da lanetlenmiş bulunan o ağacı/soyu da

  insanları sınamak dışında bir sebeple göndermedik. Biz onları korkutuyoruz ama bu onların kudurganlığını artırmaktan başka bir katkı sağlamıyor.

                        17   isra                               87

  Ancak, Rabbinden bir rahmet müstesna. Kuşkusuz, O'nun sana lütfu pek büyüktür.


                        17   isra                              111

  Şöyle de: Hamt, o Allah'a özgüdür ki, çocuk edinmemiştir; mülk ve yönetiminde ortağı yoktur; âcizlik yüzünden dost edinmemiştir. Ve tekbir edip yücelt

   O'nu!

                        17   isra                              111

  Şöyle de: Hamt, o Allah'a özgüdür ki, çocuk edinmemiştir; mülk ve yönetiminde ortağı yoktur; âcizlik yüzünden dost edinmemiştir. Ve tekbir edip yücelt

   O'nu!

                        18   Kehf                               5

  Ona ilişkin ne kendilerinin bir ilmi vardır ne de atalarının. Söz olarak ne büyüktür ağızlarından çıkıveren! Onlar bir yalandan başka şey söylemiyorlar.

                        18   Kehf                              49

  Kitap ortaya konulmuştur. Günahkârların, onun içindekilerden korkup ürpererek şöyle dediklerini görürsün: Vay başımıza! Ne biçim kitap bu! Ne

  küçük bırakmış ne büyük. Hepsini sayıp dökmüş! Yapıp ettiklerini hazır bulmuşlardır. Rabbin hiç kimseye zulmetmiyor.

                        19   Meryem                           8

  Dedi: Rabbim, benim için oğul nasıl söz konusu olur? Karım, doğurganlığını yitirmiştir, bense yaşlılığın gerçekten en ileri basamağına ulaştım.

                        20   Taha                             23

  Böylece sana en büyük mucizelerimizden bazılarını göstereceğiz.

                        20   Taha                             71

  Firavun dedi: Ben izin vermeden ona inandınız öyle mi? O size, büyüyü öğreten büyüğünüzdür. Yemin olsun, ellerinizi, ayaklarınızı çaprazlama

  keseceğim ve yemin olsun sizi hurma ağaçlarına asacağım. O zaman iyice bileceksiniz, hangimizin azabı daha şiddetli ve sürekli.

                        21   Enbiya                           19

  Göklerde ve yerde kim varsa O'na aittir. Ve O'nun katındakiler, O'na ibadet etmekten ne çekinirler ne de yorulurlar.

                        21   Enbiya                           58

  Sonunda onları parça parça etti. Yalnız en büyüklerini bıraktı ki, dönüp ona başvurabilsinler.

                        21   Enbiya                           63

  Dedi: Hayır, ben değil. Şu büyükleri yapmıştır onu. Hadi, sorun onlara eğer konuşabiliyorlarsa!

                        21   Enbiya                         103

  O en büyük korku onları tasalandırmaz. Melekler onları şöyle karşılarlar: Bu size o vaat edilen gününüzdür!

                        22   Hac                               37

  Onların etleri de kanları da Allah'a asla ulaşmaz; fakat sizin takvanız O'na ulaşır. Onları size bu şekilde boyun eğdirdi ki, sizi hidayete erdirdiği için

  Allah'ı yücelterek anasınız. Güzel düşünüp güzel davrananlara müjde ver.

                        22   Hac                               62

  Evet böyledir! Çünkü Allah Hakk'ın ta kendisidir. O'nun berisinden yalvarıp çağırdıkları ise bâtılın ta kendisidir. Hiç kuşkusuz, Allah Aliyy'dir,

  Kebîr'dir.

                        23   Muminun                       46

  Firavun'a ve kodamanlarına. Ancak kibre saptılar, çünkü kendilerini büyük gören bir topluluktu onlar.

                        23   Muminun                       67

  Ona karşı büyüklük taslayarak, gece boyunca hezeyanlar savuruyordunuz.

                        24   Nur                               11

  O ifki/yalan haberi/iftirayı getirenler, içinizden bir gruptur. Onu sizin için şer sanmayın. Aksine o, sizin için bir hayırdır. Onlardan her kişiye o

  günahtan kazandığı vardır. Onların, günahın büyüğünü yönetenine de büyük bir azap vardır.

                        25   Furkan                           19

  İşte haklarında söz söyledikleriniz de sizi yalanladılar. Artık ne azabı savabilirsiniz ne de yardımcı olabilirsiniz. Zulmedenlerinize zorlu bir azap

  tattıracağız.

                        25   Furkan                           21

  Bize kavuşmayı ummayanlar dediler ki: Üstümüze melekler inse, yahut Rabbimizi görsek olmaz mı? Yemin olsun ki, kendi benliklerinde büyüklük

  kuruntusuna düştüler ve korkunç bir biçimde azdılar.

                        25   Furkan                           21

  Bize kavuşmayı ummayanlar dediler ki: Üstümüze melekler inse, yahut Rabbimizi görsek olmaz mı? Yemin olsun ki, kendi benliklerinde büyüklük

  kuruntusuna düştüler ve korkunç bir biçimde azdılar.

                        25   Furkan                           52

  Artık inkârcılara boyun eğme, onlara karşı Kur'an ile zorlu bir cihat aç.


                        26   Suara                            49

  Firavun haykırdı: Ben size izin vermeden ona inandınız ha! Anlaşıldı, o sizin hepinize sihirbazlığı öğreten büyüğünüz. Yakında bileceksiniz. Yemin

   olsun, ellerinizi, ayaklarınızı çaprazlamasına keseceğim ve yemin olsun sizi toptan asacağım.

                        28   Kasas                            23

  Medyen suyuna ulaştığında, su başında halktan bir grup gördü. Hayvanlarını suluyorlardı. Biraz ötelerinde çekingen bir halde duran iki kadın fark

  etti. Derdiniz nedir? dedi. Şu çobanlar çekilip gidinceye kadar biz hayvanlarımızı sulamayız. Üstelik babamız da ileri yaşta bir ihtiyardır. dediler.

                        28   Kasas                            39

  O ve orduları yeryüzünde haksız yere büyüklük tasladılar ve sandılar ki, bize döndürülmeyecekler.

                        29   Ankebut                         39

  Karun'u, Firavun'u, Hâmân'ı da öyle yaptık. Yemin olsun, Mûsa onlara açık seçik kanıtlarla geldiği halde, yeryüzünde büyüklük tasladılar. Ama öne

  geçemezlerdi.

                        29   Ankebut                         45

  Kitap'tan sana vahyedileni oku! Namazı da kıl! Çünkü namaz, çirkinliklerden ve kötülüklerden alıkoyar. Elbette ki Allah'ın zikri/Kur'an'ı daha büyüktür!

  Allah, neler yaptığınızı biliyor.

                        31   Lokman                           7

  Ayetlerimiz ona okunduğunda, böbürlenerek yüzünü çevir. Sanki onları hiç işitmemiştir, sanki kulaklarında bir ağırlık vardır. İşte böylesini, korkunç

  bir azapla muştula.

                        31   Lokman                         30

  Bu böyledir; çünkü Allah, Hakk'ın ta kendisidir. O'nun berisinde yalvarıp yakardıkları ise bâtıldır. Ve Allah Aliyy'dir, yüceliğine sınır yoktur; Kebîr'dir,

  büyüklüğüne sınır yoktur.

                        32   Secde                            15

  Bizim ayetlerimize o kimseler inanır ki, onlarla kendilerine öğüt verildiğinde, secdelere kapanırlar ve hiç böbürlenmeyerek Rablerine hamt ile tespih

  ederler.

                        32   Secde                            21

  Belki dönerler diye, onlara o büyük azaptan ayrı olarak, o küçük azaptan da mutlaka tattıracağız.

                        33   Ahzap                           47

  Ve muştula inananlara: Kendilerine Allah'tan büyük bir lütuf vardır.

                        33   Ahzap                           67

  Ve derler ki: Rabbimiz biz, efendilerimize, büyüklerimize itaat ettik de bizi yoldan saptırdılar.

                        33   Ahzap                           68

  Rabbimiz, onlara iki kat azap ver; onları büyük bir lanetle lanetle!

                        34   Sebe                               3

  Küfre sapanlar şöyle dediler: Kıyamet saati bize gelmez! De ki: Hayır, öyle değil! Gaybı bilen Rabbime yemin olsun ki, o size mutlaka ve mutlaka

  gelecektir! Göklerde ve yerde zerre miktarı bir şey bile Rabbimden gizli kalmaz. Zerreden daha küçük veya daha büyük hiçbir istisna olmamak üzere,

  her şey apaçık bir Kitap'ta belirlenmiştir.

                        34   Sebe                             23

  O'nun katında, bizzat kendisinin izin verdiği kimseden başkasının şefaatı/kendisinin izin verdiği kimseden başkası için şefaat yarar sağlamaz.

  Sonunda, kalplerinden korku giderilince: Rabbimiz ne dedi? derler. Hakkı söyledi, O'dur Aliyy, O'dur Kebîr.

                        34   Sebe                             31

  Küfre sapanlar dedi ki: Biz, bu Kur'an'a da bundan öncekine de asla inanmayacağız! Ah, bir görsen o zalimleri Rableri huzurunda, tutuklanmış

  halde! Bir kısmı da bir kısmına söz atar durur. Basit görülüp horlananları, büyüklük taslayanlara şöyle derler: Siz olmasaydınız, vallahi biz

  inanacaktık!

                        34   Sebe                             32

  Büyüklük taslayanları ise basit görülüp horlananlara şöyle derler: Hidayet size geldikten sonra, sizi ondan biz mi geri çevirdik? Hayır, siz kendiniz

  günahkârlardınız!

                        34   Sebe                             33

  Bu kez, basit görülüp horlananlar büyüklük taslayanlara şöyle derler: Hayır, öyle değil! İşiniz gece gündüz düzenbazlıktı. Siz bize Allah'a nankörlük

  etmemizi, O'na eşler, ortaklar tutmamızı emrediyordunuz. Nihayet, azabı gördüklerinde, pişmanlığı içlerine gömerler. Biz ise inkârcıların

  boyunlarına bukağıları vurmuşuzdur. Yapıp ettiklerinden başka, neyin karşılığını görüyorlar ki!...

                        35   Fatir                               7

  Küfre sapanlar için şiddetli bir azap vardır. İman edip hayra ve barışa yönelik ameller işleyenlere gelince onlar için bir bağışlanma ve büyük bir ödül

  olacaktır.

                        35   Fatir                              32

  Sonra, kullarımız arasından seçtiklerimizi Kitap'a mirasçı kıldık. İçlerinden öz nefsine zulmeden var. Orta yolda gideni var. Allah'ın izniyle

  hayırlarda öne geçeni var. İşte bu, büyük lütfun ta kendisidir.


                        35   Fatir                              43

  Yeryüzünde kibirlendi ve kötülük tezgâhladılar. Oysaki tezgâhlanan kötülük, sahibinden başkasını kuşatmaz. Öncekilerin başına gelenlerden

  başkasını mı bekliyorlar? Allah'ın yol ve yönteminde değişme asla bulamazsın! Allah'ın yol ve yönteminde döneklik de bulamazsın!

                        35   Fatir                              43

  Yeryüzünde kibirlendi ve kötülük tezgâhladılar. Oysaki tezgâhlanan kötülük, sahibinden başkasını kuşatmaz. Öncekilerin başına gelenlerden

  başkasını mı bekliyorlar? Allah'ın yol ve yönteminde değişme asla bulamazsın! Allah'ın yol ve yönteminde döneklik de bulamazsın!

                        37   Saffat                            35

  Onlar, kendilerine, Allah'tan başka ilah yoktur dendiğinde, kibirleniyorlardı.

                        38   Sad                               74

  İblis etmemişti. O, kibre sapmış ve inkârcılardan olmuştu.

                        38   Sad                               75

  Allah dedi: Ey İblis, iki elimle yarattığıma secde etmekten seni alıkoyan neydi? Burnu büyüklük mü ettin, yoksa yücelenlerden mi oldun?

                        39   Zumer                           26

  Allah; onlara dünyada rezilliği tattırdı. Ahiretin azabı ise elbette daha büyüktür. Bir bilselerdi!...

                        39   Zumer                           59

  Hayır, olmaz! Ayetlerim sana geldi de onları hemen yalanlayıverdin; büyüklük tasladın ve kafirlerden oldun.

                        39   Zumer                           60

  Allah'a yalan isnat edenleri, kıyamet günü yüzleri simsiyah halde görürsün. Kibirliler için cehennemde bir barınak mı yok!

                        39   Zumer                           72

  Şöyle denilir: Girin cehennemin kapılarından! Orada sürekli kalacaksınız. Büyüklük taslayanların barınağı ne de kötüymüş!

                        40   Mumin                           10

  Küfre batmış olanlara şöyle haykırılır: Allah'ın öfkesi, sizin kendi benliklerinize öfkenizden elbette ki daha büyüktür. Hani, siz imana çağrılıyordunuz

  da inkâr ediyordunuz!

                        40   Mumin                           12

  Bu halinizin sebebi şu: Allah'a, yalnız O'na çağrıldığınızda inkâr etmiştiniz. O'na ortak koşulduğunda ise iman ediyordunuz. Artık hüküm o en yüce,

  o en büyük olan Allah'ın...

                        40   Mumin                           27

  Mûsa dedi: Ben, hesap gününe inanmayan her kibirliden, benim de Rabbim sizin de Rabbiniz olana sığındım.

                        40   Mumin                           35

  Kendilerine gelmiş bir kanıt olmaksızın Allah'ın ayetleri hakkında mücadele edenlerin durumu, hem Allah katında hem de inananların katında büyük

  bir öfke konusu olmuştur. Allah, tüm zorba, kibirli kalpler üzerine işte böyle mühür basıyor.

                        40   Mumin                           35

  Kendilerine gelmiş bir kanıt olmaksızın Allah'ın ayetleri hakkında mücadele edenlerin durumu, hem Allah katında hem de inananların katında büyük

  bir öfke konusu olmuştur. Allah, tüm zorba, kibirli kalpler üzerine işte böyle mühür basıyor.

                        40   Mumin                           47

  O vakit onlar ateş içinde çekişir dururlar. Horlanan takım, böbürlenen takıma şöyle der: Biz sizin uydularınız olmuştuk. Şimdi şu ateşin bir kısmını

  olsun bizden uzak tutabilir misiniz?

                        40   Mumin                           48

  Böbürlenen takım şöyle konuşur: Gerçek şu ki, hepimiz ateşin içindeyiz. Allah, kullar arasında hüküm vermiş.

                        40   Mumin                           56

  Kendilerine gelmiş hiçbir kanıt olmadan, Allah'ın ayetleri hakkında tartışıp duranlar var ya, onların göğüslerinde, asla ulaşamayacakları bir

  büyüklüğün kuruntusu vardır. Artık Allah'a sığın! O'dur Semî, O'dur Basîr.

                        40   Mumin                           57

  Göklerin ve yerin yaratılışı/yarattıkları, insanların yaratılışından/insanlar âleminden elbette daha büyüktür. Ne var ki insanların çokları bilmiyorlar.

                        40   Mumin                           60

  Rabbiniz buyurmuştur ki: Dua edin bana, cevap vereyim size! Kibre saparak bana ibadetten uzaklaşanlar, aşağılanmış bir halde cehenneme

  gireceklerdir.

                        40   Mumin                           76

  Girin cehennemin kapılarından; sürekli kalacaksınız içeride. Kibirlenenlerin barınağı ne de kötüymüş!


                        41   Fussilet                         15

  Âd toplumu yeryüzünde haksız bir biçimde büyüklük tasladı da şöyle dediler: Bizden daha güçlü kim var? Onlar, kendilerini yaratan Allah'ın, evet

  O'nun, onlardan daha kuvvetli olduğunu görmediler mi? Bunlar, bizim ayetlerimize de karşı çıkıyorlardı.

                        41   Fussilet                         38

  Eğer büyüklük taslarlarsa bilsinler ki, Rabbin katındakiler hiç usanmadan, gece ve gündüz O'nu tespih ederler.

                        42   Sura                              13

  Sizin için, dinden, Nûh'a önerdiğini, sana vahyettiğini, İbrahim'e, Mûsa'ya ve İsa'ya önerdiğimizi şöyle diyerek kanunlaştırdı: Dini dosdoğru tutun;

  onda bölünüp fırkalara ayrılmayın! Onları çağırdığın bu tutum, şirke bulaşanlara çok ağır gelmiştir. Allah, dilediğini kendisi için seçer ve hakka

  yönelenleri kendisine iletir.

                        42   Sura                              22

  Kazandıkları, tepelerine inerken o zalimlerin korkudan titrediklerini göreceksin. İman edip hayra ve barışa yönelik işler yapanlarsa cennetlerin

  bahçelerindedir. Rableri katında kendileri için, diledikleri herşey vardır. İşte budur o büyük lütuf.

                        42   Sura                              37

  Onlar, günahın büyüklerinden ve tüm iğrençliklerinden uzak dururlar. Öfkelendikleri zamansa, affedenler onlar olur.

                        43   Zuhruf                           48

  Onlara gösterir olduğumuz her ayet/alâmet, kızkardeşi ayet/alâmetten mutlaka daha büyüktür. Belki dönerler diye onları azapla da yakalamışızdır.

                        44   Duhan                           16

  Gün gelir, en büyük vuruşla vururuz biz. Şu bir gerçek ki, intikam da alırız biz!

                        45   Casiye                             8

  Ki Allah'ın ayetlerinin kendisine okunuşunu dinler, sonra böbürlenmiş olarak inadında devam eder. Sanki hiç duymamıştır onları. Artık acıklı bir

  azapla muştula böylesini!

                        45   Casiye                           31

  İnkâr ve nankörlüğe sapmış olanlara gelince, onlara şöyle denecek: Ayetlerimiz karşınızda okunurdu ama siz büyüklük taslardınız, suç işleyen bir

  toplum oldunuz, öyle değil mi?

                        45   Casiye                           37

  Göklerde ve yerde ululuk/büyüklük O'nundur! Azîz'dir O, Hakîm'dir.

                        46   Ahkaf                            10

  De ki: Hiç düşündünüz mü? Eğer bu, Allah katından ise ve siz onu tanımamışsanız, İsrailoğullarından bir tanık da onun benzerine tanıklık edip

  inandığı halde, siz böbürlenmişseniz haliniz nice olur! Allah, zalimler topluluğuna kılavuzluk etmez.

                        46   Ahkaf                            20

  Gün olur, inkâr edenler ateşe arz edilirler. Onlara denir ki: İyiliklerinizi/nimetlerinizi, o iğreti dünya hayatınızda silip süpürdünüz, onlarla zevklenip

  eğlendiniz. Bugünse alçaltıcı azapla cezalandırılacaksınız. Çünkü siz, yeryüzünde haksız yere büyüklük tasladınız ve gerçeğe ters düştünüz.

                        53   Necm                            18

  Yemin olsun ki Rabbinin en büyük ayetlerinden bir kısmını gördü.

                        53   Necm                            32

  Öyle kişilerdir ki onlar, günahın büyüklerinden ve iğrençliklerden çekinip kaçınırlar. Bazı küçük sürçmeler hariç. Hiç kuşkusuz, senin Rabbin affı

  geniş olandır. Sizi en iyi bilen O'dur: Hem sizi topraktan oluşturduğu zaman hem de annelerinizin karınlarında ceninler halinde bulunduğunuz

  zaman. O halde kendi kendinizi temize çıkmış göstermeyin; kimin sakındığını en iyi bilen O'dur.

                        54   Kamer                           53

  Küçük büyük tümü, satır satır yazılmıştır.

                        57   Hadid                              7

  Allah'a resulüne iman edin; sizi üzerinde buyruk sahibi yaptığı şeylerden başkalarına bol bol verin! İçinizden iman eden ve infakta bulunanlar için çok

   büyük bir ödül vardır.

                        59   Hasr                              23

  Öyle Allah ki O, ilah yok O'ndan gayrı! Melik, Kuddûs, Selâm, Mümin, Müheymin, Azîz, Cebbâr, Mütekebbir. Allah, onların ortak koşmalarından

  yücedir, arınmıştır.

                        61   Saff                                3

  Yapmayacağınız şeyi söylemeniz, Allah katında büyük bir günahtır.

                        63   Munafikun                       5

  Onlara, Hadi gelin, Allah resulü sizin için af dilesin! dendiğinde kafalarını öteye çevirirler. Ve sen onların böbürlenmiş bir halde dönüp gittiklerini

  görürsün.


                        67   Mulk                               9

  Derler ki: Gelmedi olur mu? Bize uyarıcı geldi. Fakat biz yalanladık. Ve: 'Allah bir şey indirmemiştir, siz büyük bir sapıklık içindesiniz, başka değil!'

  şeklinde konuştuk.

                        67   Mulk                              12

  Görmedikleri halde Rablerinden ürperenlere gelince, onlar için bir bağışlanma ve büyük bir ödül vardır.

                        68   Kalem                            33

  İşte böyledir azap! Âhiretin azabı ise gerçekten çok daha büyüktür. Bir bilselerdi!

                        71   Nuh                                7

  Ben onları, sen kendilerini affedesin diye çağırdıkça, parmaklarını kulaklarına tıkadılar, elbiseleriyle sarılıp sarmalandılar, inat ve ısrar ettiler ve

  kibirlendikçe kibirlendiler.

                        71   Nuh                                7

  Ben onları, sen kendilerini affedesin diye çağırdıkça, parmaklarını kulaklarına tıkadılar, elbiseleriyle sarılıp sarmalandılar, inat ve ısrar ettiler ve

  kibirlendikçe kibirlendiler.

                        71   Nuh                                7

  Ben onları, sen kendilerini affedesin diye çağırdıkça, parmaklarını kulaklarına tıkadılar, elbiseleriyle sarılıp sarmalandılar, inat ve ısrar ettiler ve

  kibirlendikçe kibirlendiler.

                        71   Nuh                              22

  Çok büyük hileler sergilediler/çok büyük tuzaklar kurdular.

                        74   Mudessir                         3

  Rabbinin yüceliğini duyur!

                        74   Mudessir                        23

  Sonra arkasını döndü ve böbürlendi.

                        74   Mudessir                        35

  Ki o gerçekten en büyüklerden biridir.

                        76   İnsan                             20

  Oraya baktığında, nereye göz atsan büyük bir nimet, büyük bir mülk ve yönetim görürsün.

                        79   Naziat                            20

  Derken, ona o en büyük mucizeyi gösterdi.

                        79   Naziat                            34

  O güç yetmez büyük felaket geldiğinde,

                        85   Buruc                            11

  İman edip hayra ve barışa yönelik işler yapanlara gelince onlar için, altlarından ırmaklar akan cennetler vardır. Büyük başarı işte budur.

                        87   Ala                                12

  En büyük ateşe girer o.

                        88   Gasiye                           24

 

  Allah, böylesine en büyük azapla azap edecektir.

 
   
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol