Kök: ك ب ر
|
arap
|
1
|
ٱسْتِكْبَارًۭا
|
2
|
ٱسْتَكْبَرَ
|
3
|
أَسْتَكْبَرْتَ
|
4
|
ٱسْتَكْبَرْتُمْ
|
5
|
ٱسْتَكْبَرُوا۟
|
6
|
أَكَٰبِرَ
|
7
|
أَكْبَرَ
|
8
|
أَكْبَرُ
|
9
|
أَكْبَرْنَهُۥ
|
10
|
ٱلْأَكْبَرَ
|
11
|
ٱلْأَكْبَرُ
|
12
|
ٱلْأَكْبَرِ
|
13
|
ٱلْكُبَرِ
|
14
|
ٱلْكِبَرَ
|
15
|
ٱلْكِبَرُ
|
16
|
ٱلْكِبَرِ
|
17
|
ٱلْكُبْرَى
|
18
|
ٱلْكُبْرَىٰٓ
|
19
|
ٱلْكِبْرِيَآءُ
|
20
|
ٱلْكَبِيرُ
|
21
|
ٱلْكَبِيرِ
|
22
|
ٱلْمُتَكَبِّرُ
|
23
|
ٱلْمُتَكَبِّرِينَ
|
24
|
ٱلْمُسْتَكْبِرِينَ
|
25
|
تَتَكَبَّرَ
|
26
|
تَسْتَكْبِرُونَ
|
27
|
تَكْبِيرًۢا
|
28
|
فَٱسْتَكْبَرْتُمْ
|
29
|
فَٱسْتَكْبَرُوا۟
|
30
|
فَكَبِّرْ
|
31
|
كَبَآئِرَ
|
32
|
كَبَٰٓئِرَ
|
33
|
كُبَّارًۭا
|
34
|
كَبُرَ
|
35
|
كِبْرٌۭ
|
36
|
كَبُرَتْ
|
37
|
كِبْرَهُۥ
|
38
|
كَبِيرٌۭ
|
39
|
كَبِيرٍ
|
40
|
كَبِيرًا
|
41
|
كَبِيرَةًۭ
|
42
|
كَبِيرُهُمْ
|
43
|
لِتُكَبِّرُوا۟
|
44
|
لَكَبِيرَةً
|
45
|
لَكَبِيرَةٌ
|
46
|
لَكَبِيرُكُمُ
|
47
|
لِّلْمُتَكَبِّرِينَ
|
48
|
مُتَكَبِّرٍۢ
|
49
|
مُسْتَكْبِرًۭا
|
50
|
مُّسْتَكْبِرُونَ
|
51
|
مُسْتَكْبِرِينَ
|
52
|
ٱسْتَكْبَرَ
|
53
|
ٱسْتَكْبَرْتَ
|
54
|
ٱسْتَكْبَرْتُمْ
|
55
|
ٱسْتَكْبَرُوا۟
|
56
|
أَكْبَرُ
|
57
|
كُبَرَآءَنَا
|
58
|
كَبِّرْهُ
|
59
|
كَبِيرٍۢ
|
60
|
لِتُكَبِّرُوا۟
|
61
|
يَسْتَكْبِرْ
|
62
|
يَتَكَبَّرُونَ
|
63
|
يَسْتَكْبِرُونَ
|
64
|
يَكْبُرُ
|
65
|
يَكْبَرُوا۟
|
Yaşar Nuri Öztürk Meali:
2 Bakara 34
O vakit biz meleklere, Âdem'e secde edin demiştik de İblis dışında tümü secde etmişti. İblis yan çizmiş, kibre sapmış ve nankörlerden olmuştu.
2 Bakara 45
Sabra ve namaza sarılarak yardım dileyin. Hiç kuşkusuz bu, kalbi ürperti duyanlardan başkasına çok ağır gelir.
2 Bakara 87
Yemin olsun ki, Mûsa'ya Kitap'ı verdik. Ve arkasından da resuller gönderdik. Meryem oğlu İsa'ya da açık-seçik deliller verdik ve kendisini
Ruhulkudüs'le güçlendirdik. Bir resulün size, nefislerinizin hoşlanmadığı bir şey getirdiği her seferinde büyüklük taslamadınız mı? Bir kısmını
yalanladınız, bir kısmını da öldürüyorsunuz.
2 Bakara 143
İşte böyle! Biz sizi, insanlar üstüne tanık olasınız, resul de sizin üstünüze tanık olsun diye, orta yolu izleyen bir ümmet yaptık. Biz, eskiden üzerinde
olduğunu kıble haline getirdik ki resule uyanı, ökçesi üstüne gerisin geri dönenden ayıralım. Bu, Allah'ın kılavuzluk ettikleri dışındakilere gerçekten
zor gelecektir. Ama Allah imanınızı işe yaramaz hale getirmeyecektir. Şu da bir gerçek ki, Allah öncelikle insanlara karşı çok acıyıcı, çok
merhametlidir.
2 Bakara 185
Ramazan o aydır ki; insanlara kılavuz olan, iyi-kötü ayrımıyla hidayetten kanıtlar getiren Kur'an, onda indirilmiştir. O halde bu aya ulaşanınız onu
oruçlu geçirsin. Hasta olan veya yolculuk halinde bulunan, tutamadığı gün sayısınca başka günlerde tutsun. Allah sizin için kolaylık ister; O sizin
için zorluk istemez. Tutulmamış olan günleri tamamlamanızı, sizi doğru yola kılavuzladığı için Allah'ı yüceltmenizi ister. Ve sizin şükretmeniz
umulmaktadır.
2 Bakara 217
Sana haram ayı, onda savaşmayı soruyorlar, De ki: O ayda savaş büyük bir günahtır. Ama Allah yolundan alıkoymak, O'na ve Mescid-i Haram'a
nankörlük etmek, ora halkını oradan sürüp çıkarmak, Allah katında daha büyük bir günahtır. Fitne/baskı ve bozgunculuk, cana kıymaktan daha büyük
bir kötülüktür. Eğer güçleri yetse sizi dininizden çevirinceye kadar sizinle savaşmayı sürdürürler. İçinizden kim irtidâd edip dininden dönerse kâfir
olarak ölür. Böylelerinin amelleri dünyada da âhırette de boşa gitmiştir. Ateş ehlidir onlar. Sürekli kalacaklardır orada.
2 Bakara 217
Sana haram ayı, onda savaşmayı soruyorlar, De ki: O ayda savaş büyük bir günahtır. Ama Allah yolundan alıkoymak, O'na ve Mescid-i Haram'a
nankörlük etmek, ora halkını oradan sürüp çıkarmak, Allah katında daha büyük bir günahtır. Fitne/baskı ve bozgunculuk, cana kıymaktan daha büyük
bir kötülüktür. Eğer güçleri yetse sizi dininizden çevirinceye kadar sizinle savaşmayı sürdürürler. İçinizden kim irtidâd edip dininden dönerse kâfir
olarak ölür. Böylelerinin amelleri dünyada da âhırette de boşa gitmiştir. Ateş ehlidir onlar. Sürekli kalacaklardır orada.
2 Bakara 217
Sana haram ayı, onda savaşmayı soruyorlar, De ki: O ayda savaş büyük bir günahtır. Ama Allah yolundan alıkoymak, O'na ve Mescid-i Haram'a
nankörlük etmek, ora halkını oradan sürüp çıkarmak, Allah katında daha büyük bir günahtır. Fitne/baskı ve bozgunculuk, cana kıymaktan daha büyük
bir kötülüktür. Eğer güçleri yetse sizi dininizden çevirinceye kadar sizinle savaşmayı sürdürürler. İçinizden kim irtidâd edip dininden dönerse kâfir
olarak ölür. Böylelerinin amelleri dünyada da âhırette de boşa gitmiştir. Ateş ehlidir onlar. Sürekli kalacaklardır orada.
2 Bakara 219
Sana uyuşturucuyu/şarabı ve kumarı sorarlar. De ki: Bu ikisinde büyük bir günah vardır; insanlar için çıkarlar da vardır. Ama onların kötülüğü
yararlarından çok daha büyüktür. Ve sana neyi infak edeceklerini de soruyorlar. De ki: Helal kazancınızın size ve bakmakla yükümlü olduklarınıza
yeterli olanından artanını verin. İşte Allah, ayetleri size böyle açıklar ki, derin derin düşünebilesiniz.
2 Bakara 219
Sana uyuşturucuyu/şarabı ve kumarı sorarlar. De ki: Bu ikisinde büyük bir günah vardır; insanlar için çıkarlar da vardır. Ama onların kötülüğü
yararlarından çok daha büyüktür. Ve sana neyi infak edeceklerini de soruyorlar. De ki: Helal kazancınızın size ve bakmakla yükümlü olduklarınıza
yeterli olanından artanını verin. İşte Allah, ayetleri size böyle açıklar ki, derin derin düşünebilesiniz.
2 Bakara 266
Herhangi biriniz ister mi ki; altından ırmaklar akan, içinde her tür meyvası olan, hurmalardan,üzümlerden oluşmuş bir bahçesi bulunsun, kendisinin
güçsüz-çaresiz yavruları da olsun ve bu haldeyken üstüne ihtiyarlık çöksün, tam bu sırada o bahçeye alevli bir bora isabet etsin de bahçe, baştan
başa yansın. Allah size ayetleri işte bu şekilde açıklıyor ki, inceden inceye ve derinden derine düşünebilesiniz.
2 Bakara 282
Ey iman sahipleri! Belirli bir süre için birbirinize borç verdiğinizde onu yazın. Aranızda bir yazıcı adaletle yazsın. Yazıcı, Allah'ın kendisine
öğrettiği şekilde yazmaktan kaçınmasın, yazsın. Borç altına giren kişi de onu kayda geçirtsin ve Rabb'inden korksun da borcundan hiç bir şey
eksiltmesin. Borç altına giren, aklı ermez yahut zayıf, çaresiz biri ise yahut yazdırmaya gücü yetmiyorsa, velisi adaletle yazdırsın. Erkeklerinizden iki
kişiyi de tanık tutun. Eğer iki erkek yoksa rızanızla kabul edeceğiniz tanıklardan bir erkek ve iki kadın gerekir. Bu, kadınlardan biri şaşırırsa /
unutursa ötekisi ona hatırlatsın diyedir. Tanıklar, çağırıldıklarında çekimser davranmasınlar. Küçük veya büyük, borcu, süresine kadar yazmaktan
üşenmeyin. Böyle yapmanız Allah katında adalete daha yakın, tanıklık için daha sağlam, kuşkuya düşmemeniz için daha elverişlidir. Ancak aranızda
döndürüp durduğunuz tamamen peşin bir ticaret söz konusu ise onu yazmamanızda sizin için bir sakınca yoktur. Karşılıklı alışveriş yaptığınızda da
tanık bulundurun. Yazıcıya da tanığa da zarar verilmesin. Böyle bir şey yaparsanız bu, kendinize kötülük olur. Allah'tan korkun. Allah size öğretiyor.
Allah, her şeyi en iyi biçimde bilendir.
3 Ali imran 40
Dedi ki: Rabbim, benim nasıl çocuğum olur? İhtiyarlık tam bir biçimde üstüme binmiş, karım kısır. Allah cevap verdi: Allah, dilediği şeyi işte böyle
yapar.
3 Ali imran 118
Ey iman sahipleri! Kendi dışınızdakilerden/seviyenizin altındakilerden bir kimseyi sırdaş edinmeyin. Sizi sarpa sardırıp perişan etmekten
çekinmezler. Size sıkıntı verecek şeyi pek severler. Ağızlarından nefret ve öfke taşmaktadır. Göğüslerinin saklamakta olduğu ise daha büyüktür.
Eğer aklınızı işletirseniz Allah size ayetlerini açık-seçik göstermiştir.
4 Nisa 2
Yetimlere mallarını verin. Temizi pise değişmeyin. Yetimlerin mallarını kendi mallarınıza katarak yemeyin. Bunu yapmak gerçekten büyük bir vebaldir.
4 Nisa 6
Yetimleri, nikâh çağına gelmelerine kadar gözetleyip deneyin. O zaman onlarda içinize sinecek bir olgunluk ve erginlik görürseniz, mallarını onlara
geri verin. Büyüyecekler diye bu malları tez elden saçıp savurarak yemeyin. Zengin olan, iffetli davransın. Fakir olan ise örfün gerekli kıldığı oranda
yesin. Mallarını kendilerine teslim ettiğiniz zaman yanlarında tanıklar bulundurun. Hesap sorucu olarak Allah yeter.
4 Nisa 31
Eğer yasaklandığınız günahların büyüklerinden uzak kalırsanız, diğer kötülüklerinizi örteriz ve sizi nimet ve bereket dolu bir varış yerine ulaştırırız.
4 Nisa 34
Erkekler; kadınları gözetip kollayıcıdırlar. Şundan ki, Allah, insanların bazılarını bazılarından üstün kılmıştır ve erkekler mallarından bol bol
harcamışlardır. İyi ve temiz kadınlar saygılıdırlar; Allah'ın kendilerini koruduğu gibi, gizliliği gereken şeyi korurlar. Sadakatsizlik ve
iffetsizliklerinden korktuğunuz kadınlara önce öğüt verin, sonra onları yataklarında yalnız bırakın ve nihayet onları evden çıkarın/bulundukları yerden
başka yere gönderin! Bunun üzerine size saygılı davranırlarsa artık onlar aleyhine başka bir yol aramayın. Allah çok yücedir, sınırsızca büyüktür.
4 Nisa 153
Ehlikitap, senden kendilerine gökten bir kitap indirmeni istiyor. Zaten onlar Mûsa'dan da bundan daha büyüğünü istemişlerdi. Demişlerdi ki: Allah'ı
bize açıktan göster. Bunun üzerine zulümlerinden ötürü kendilerini yıldırım çarpmıştı. Sonra kendilerine açık-seçik kanıtların gelişi ardından
buzağıya taptılar. Biz onların bu günahını da affettik. Biz Mûsa'ya apaçık bir kanıt/bir hükmetme gücü verdik.
4 Nisa 172
Ne Mesih Allah'ın bir kulu olmaktan çekinir ne de Allah'a yakınlaştırılmış melekler. Allah'a kulluk ve ibadetten çekinerek kibre saplanan bilsin ki, Allah
onların tümünü huzurunda haşredecekir.
4 Nisa 173
Bunun ardından da inanıp hayra ve barışa yönelik işler yapanların ödüllerini tam verecek ve lütfundan onlara fazlalıklar da bağışlayacaktır. Kulluktan
çekinip büyüklük taslayanlara gelince, onlara korkunç bir azapla azap edecektir. Böyleleri, kendileri için Allah'tan başka ne bir dost bulacaklardır ne
de bir yardımcı.
5 Maide 82
Şu tartışılmaz bir gerçektir ki, insanların iman edenlere en şiddetli düşmanlık duyanlarını, Yahudilerle şirke batanlar bulursun. Şu da tartışılmaz bir
gerçektir ki, insanların iman edenlere sevgide en yakın olanlarını biz Hıristiyanlarız diyenler bulursun. Bu böyledir. Çünkü o Hıristiyanlar içinde
derin araştırmalar yapan keşişler, kendini Allah'a adamış rahipler vardır. Ve onlar, kibre sapmazlar.
6 Enam 19
Sor: Tanıklık bakımından hangi şey daha büyüktür? De ki: Benimle sizin aranızda Allah tanıktır. Bu Kur'an bana vahyolundu ki, onunla sizi ve
ulaştığı herkesi uyarayım. Siz gerçekten Allah'ın yanında başka ilahların bulunduğuna tanıklık ediyor musunuz? De ki: Ben buna tanıklık etmiyorum.
De ki: O, sadece tek bir tanrıdır! Ve ben, sizin ortak tuttuğunuz şeylerden uzağım!
6 Enam 35
Eğer yüz çevirip gitmeleri sana ağır geldiyse, haydi gücün yetiyorsa, yerin içinde bir delik yahut gökte bir merdiven ara da onlara bir mucize getir.
Allah dileseydi onları doğru ve güzelde birleştirirdi. Artık cahillerden olma.
6 Enam 78
Nihayet Güneş'in doğmakta olduğunu gördüğünde, Benim Rabbim bu, bu daha büyük! dedi. O da batıp gidince şöyle seslendi: Ortak koştuğunuz
şeylerden uzağım ben.
6 Enam 93
Yalan düzüp Allah'a iftira eden veya kendine bir şey vahyedilmediği halde Bana vahyedildi diyen kişi ile, Allah'ın ayet indirdiği gibi ben de indireceğim
diyen kimseden daha zalim kim vardır? Bir görsen o zalimleri ölüm dalgaları içindeyken. Melekler ellerini uzatmış, Çıkarın canlarınızı! diye!
Bugün zillet azabıyla cezalandırılacaksınız; çünkü Allah'a karşı gerçek dışı şeyler söylüyorsunuz ve çünkü O'nun ayetlerine karşı büyüklük
taslıyordunuz.
6 Enam 123
Biz bu şekide her kentte/her medeniyette kodamanları, o kent ve medeniyetin suçluları yaptık ki, orada oyunlar tezgâhlayıp tuzaklar kursunlar. Aslında
onlar öz benliklerinden başkasına oyun oynamıyorlar ama farkında değillir.
7 Araf 13
Buyurdu: O halde in oradan. Senin haddine mi orada büyüklük taslamak! Hadi çık! Sen alçaklardansın.
7 Araf 36
Ayetlerimizi yalanlayıp onlar karşısında burun kıvıranlara gelince, bunlar ateşin dostlarıdır. Sürekli kalacaklardır onun içinde.
7 Araf 40
Ayetlerimizi yalanlayan ve onlar karşısında büyüklük taslayanlar var ya, gök kapıları açılmayacaktır onlar için ve deve iğne deliğinden geçinceye
kadar cennete giremeyeceklerdir onlar. Suçluları böyle cezalandırırız biz.
7 Araf 48
A'raf halkı, yüzlerinden tanıdıkları bazı erkeklere seslenip şöyle derler: Bir araya gelmeniz de büyüklük taslamanız da size hiçbir yarar sağlamadı.
7 Araf 75
Toplumunun kibre saplanmış kodamanları, içlerinden inanıp da baskı altında tutularak ezilenlere şöyle dediler: Siz Salih'in gerçekten Rabbi
tarafından gönderildiğini biliyor musunuz? Onlar: Onun aracılığıyla gönderilene gerçekten inanıyoruz. dediler.
7 Araf 76
Kibre sapanlar şöyle konuştu: Biz sizin inandığınızı inkar edenleriz.
7 Araf 88
Toplumunun büyüklük taslayan kodamanları dediler ki: Ey Şuayb! Ya kesinlikle milletimize dönersiniz yahutta seni ve seninle birlikte inananları
kentimizden çıkarırız. Dedi ki: Ya istemiyorsak; zor ve baskıyla mı?
7 Araf 133
Biz de onlar üzerine, açık mucizeler olarak tufan, çekirge, haşerat, kurbağalar ve kan gönderdik; yine de kibre saptılar ve günahkar bir topluluk
oluverdiler.
7 Araf 146
Yeryüzünde haksız yere büyüklük taslayanları ayetlerimden uzak tutacağım: Onlar hangi mucizeyi görseler ona inanmazlar. Doğruya varan yolu
görseler, onu yol edinmezler. Ama azgınlık yolunu görseler onu yol edinirler. Bu böyledir. Çünkü onlar ayetlerimizi yalanladılar ve onlara karşı
kayıtsız kaldılar.
7 Araf 206
Rabbinin katında olanlar, büyüklük taslayıp O'na kulluktan yüz çevirmezler; O'nu tespih ederler ve yalnız O'na secde ederler.
8 Enfal 73
Küfre sapanlar da birbirlerinin dostlarıdır. Eğer şu dikkat çekilenleri yapmazsanız yeryüzünde bir fitne, büyük bir bozgun çıkar.
9 Tevbe 3
Bir de Allah ve resulünden insanlara Büyük Hac günü bir duyuru var: Allah da O'nun elçisi de müşriklerden kesinlikle uzaktır. O halde, tövde
ederseniz bu sizin için hayırlırdır. Yok eğer yüz çevirirseniz şunu bilin ki, siz Allah'ı acze düşüremezsiniz. Küfre saplananlara acıklı bir azabı
muştula!
9 Tevbe 72
Allah, mümin erkeklerle mümin kadınlara, altından ırmaklar akan cennetler vaat etmiştir. Sürekli kalacaklardır orada. Adn cennetlerinde de tertemiz
barınaklar vaat etmiştir. Allah'ın bir hoşnutluğu ise hepsinden büyüktür. İşte budur o büyük başarı/o büyük kurtuluş.
9 Tevbe 121
Küçük büyük bir infakta bulunmaları, bir vadiyi geçmeleri, kendileri lehine mutlaka yazılır ki, Allah onlara yapıp ettiklerinden daha güzeliyle karşılık
versin.
10 Yunus 61
Bir iş ve oluşta bulunsan, Kur'an'dan bir şey okusan; herhangi bir iş yapsanız, siz ona dalıp gitmişken biz üstünüzde mutlaka tanıklarız. Ne yerde ne
gökte zerre ağırlığınca bir şey, ondan daha küçüğü de daha büyüğü de Rabbinden uzakta/gizli kalmaz; tümü apaçık bir Kitap'tadır.
10 Yunus 71
Onlara Nûh'un haberini de oku! Hani, toplumuna şöyle demişti: Eğer benim konumum ve Allah'ın ayetlerini hatırlatmam size ağır geliyorsa artık ben,
Allah'a dayandım. Siz de ortaklarınızla bir araya gelip işinize bakın. Yapacağınız şey size bir kaygı da vermesin, hükmünüzü bana uygulayın. Ve
bana fırsat da vermeyin.
10 Yunus 75
Onların ardından da Mûsa ile Hârun'u ayetlerimiz eşliğinde Firavun ve kurmaylarına gönderdik. Kibre saptılar ve günahkâr bir topluluk oldular.
10 Yunus 78
Dediler ki: Sen bize, atalarımızı üzerinde bulduğumuz şeyden bizi çeviresin de bu toprakta devlet ve ululuk ikinizin olsun diye mi geldin? Biz, ikinize
de inanmıyoruz.
11 Hud 3
Af dileyin Rabbinizden; sonra da tövbe ile O'na yönelin ki, belirlenmiş bir süreye kadar sizi güzel bir nimetle nimetlendirsin ve her farklı derece
sahibine hak ettiği ödülü versin. Eğer yüz çevirirseniz, o takdirde sizi büyük bir günün azabıyla korkuturum.
11 Hud 11
Sabredip hayra ve barışa yönelik amel sergileyenler böyle yapmazlar. Bunlar kendileri için bir yarlıgama ve büyük bir ödül öngörülen kişilerdir.
12 Yusuf 31
Kadın onların oyunlarını işitince, onlara haber gönderdi. Kendilerine, yaslanarak yiyebilecekleri bir sofra hazırladı ve her birine bir bıçak verdi.
Yûsuf'a: Karşılarına çık. dedi. Nihayet Yûsuf'u görünce onu öylesine yücelttiler ki, kendilerinin ellerini kestiler. Şöyle dediler: Aman Allahım! Bu bir
insan değil; asil bir melek bu!
12 Yusuf 78
Kardeşler dediler ki: Ey vezir! Bunun ihtiyar bir babası var. Onun yerine bizden birini alıkoy. Senin iyilikseverlerden olduğuna inanıyoruz.
12 Yusuf 80
Yûsuf'tan ümidi kesince bir kenara çekilip tartışmaya başladılar. Büyükleri dedi ki: Babanızın sizden Allah adına garanti aldığını, daha önce Yûsuf'a
yaptığınız haksızlığı bilmez misiniz? Babam bana izin verinceye, yahut da Allah hakkımda hükmedinceye kadar bu ülkeden ayrılmayacağım.
Yargıçların en hayırlısıdır O.
13 Rad 9
Gaybı da görünen âlemi de bilendir/Âlim'dir O... Kebîr, sınırsızca büyük O'dur; Müteâl, sonsuzca yüce O'dur.
14 ibrahim 21
Hepsi toplu halde, Allah'ın huzuruna çıkmış olacaklar. Ezilip horlananlar, büyüklük taslayanlara diyecekler ki: Biz sizin birer uydunuzduk. Şimdi siz
Allah'ın azabından bir kısmını bizden uzaklaştırabilir misiniz? Cevap verecekler: Allah bize kılavuzluk etseydi elbette biz de size kılavuzluk ederdik.
Şimdi inleyip feryat etsek de sabretsek de bir. Sığınacak hiçbir yerimiz yok.
14 ibrahim 39
İhtiyar yaşımda bana, İsmail ve İshak'ı bağışlayan Allah'a hamt olsun! Benim Rabbim, duayı gerçekten çok iyi duyar.
15 Hicr 54
Dedi: İhtiyarlık yakama yapıştıktan sonra mı bana müjde veriyorsunuz! Neye dayanarak müjde veriyorsunuz?
16 Nahl 22
Tanrınız bir tek tanrıdır. Böyle iken, âhirete inanmayanlar, kibre saplandıkları için kalpleri inkârcı olmuştur.
16 Nahl 23
Hiç kuşkusuz Allah, onların sakladıklarını da açığa vurduklarını da biliyor. Hiç kuşkusuz O, büyüklük taslayanları sevmiyor.
16 Nahl 29
Hadi girin cehennem kapılarından; sürekli kalacaksınız orada. Gerçekten kötü yermiş kibre sapanların barınağı.
16 Nahl 41
Zulme uğratıldıktan sonra Allah uğrunda hicret edenlere biz, dünyada elbette güzelce mekân tutturacağız. Âhiretin ödülü mutlaka daha büyüktür. Bir
bilselerdi!
16 Nahl 49
Göklerdeki ve yerdeki canlı şeyler de melekler de yalnız Allah'a secde ederler ve hiç de büyüklük taslamazlar.
17 isra 4
Biz, Beniisrail'e Kitap'ta şu yolda bir yargıda bulunduk: Siz yeryüzünde muhakkak iki kez bozgun vücuda getireceksiniz ve muhakkak büyük bir kibirle
böbürleneceksiniz.
17 isra 9
Şüpheniz olmasın ki bu Kur'an en kalıcı, en doğru olana kılavuzlar ve müminlere şu yolda müjde verir: Hayra ve barışa yönelik işler yapanlar için
büyük bir ödül vardır.
17 isra 21
Bak nasıl, kimini kimine üstün kıldık! Ama âhiret, dereceler bakımından elbette daha büyük, lütuflandırma bakımından daha yücedir.
17 isra 21
Bak nasıl, kimini kimine üstün kıldık! Ama âhiret, dereceler bakımından elbette daha büyük, lütuflandırma bakımından daha yücedir.
17 isra 23
Rabbin şöyle hükmetti: O'ndan başkasına kulluk / ibadet etmeyin, anaya babaya çok iyi davranın: Onlardan birisi yahut her ikisi senin yanında ihtiyarlık
çağına gelirse sakın onlara Öf! bile deme; onları azarlama, onlara tatlı, iltifatlı söz söyle.
17 isra 31
Yoksulluk korkusuyla çocuklarınızı öldürmeyin. Onları da sizi de biz rızıklandırıyoruz. Kuşkusuz, onları öldürmek büyük bir günahtır.
17 isra 43
O hep tespih edilen, onların söylediklerinden çok uzak ve çok yüksek; hem de ölçüye sığmayacak kadar yüksek...
17 isra 51
İsterseniz gönlünüzde büyüyen herhangi bir yaratık olun. Diyecekler ki: Peki bizi yeniden kim yaratacak? De ki: Sizi ilk kez yaratan kimse, o. Bunun
üzerine başlarını sana doğru alaylı bir biçimde sallayarak şöyle konuşacaklar: Ne zaman o? De ki: Çok yakın olabilir!
17 isra 60
Hani, sana: Rabbin, insanları çepeçevre kuşatmıştır. demiştik. Sana gösterdiğimiz o rüyayı da Kur'an'da lanetlenmiş bulunan o ağacı/soyu da
insanları sınamak dışında bir sebeple göndermedik. Biz onları korkutuyoruz ama bu onların kudurganlığını artırmaktan başka bir katkı sağlamıyor.
17 isra 87
Ancak, Rabbinden bir rahmet müstesna. Kuşkusuz, O'nun sana lütfu pek büyüktür.
17 isra 111
Şöyle de: Hamt, o Allah'a özgüdür ki, çocuk edinmemiştir; mülk ve yönetiminde ortağı yoktur; âcizlik yüzünden dost edinmemiştir. Ve tekbir edip yücelt
O'nu!
17 isra 111
Şöyle de: Hamt, o Allah'a özgüdür ki, çocuk edinmemiştir; mülk ve yönetiminde ortağı yoktur; âcizlik yüzünden dost edinmemiştir. Ve tekbir edip yücelt
O'nu!
18 Kehf 5
Ona ilişkin ne kendilerinin bir ilmi vardır ne de atalarının. Söz olarak ne büyüktür ağızlarından çıkıveren! Onlar bir yalandan başka şey söylemiyorlar.
18 Kehf 49
Kitap ortaya konulmuştur. Günahkârların, onun içindekilerden korkup ürpererek şöyle dediklerini görürsün: Vay başımıza! Ne biçim kitap bu! Ne
küçük bırakmış ne büyük. Hepsini sayıp dökmüş! Yapıp ettiklerini hazır bulmuşlardır. Rabbin hiç kimseye zulmetmiyor.
19 Meryem 8
Dedi: Rabbim, benim için oğul nasıl söz konusu olur? Karım, doğurganlığını yitirmiştir, bense yaşlılığın gerçekten en ileri basamağına ulaştım.
20 Taha 23
Böylece sana en büyük mucizelerimizden bazılarını göstereceğiz.
20 Taha 71
Firavun dedi: Ben izin vermeden ona inandınız öyle mi? O size, büyüyü öğreten büyüğünüzdür. Yemin olsun, ellerinizi, ayaklarınızı çaprazlama
keseceğim ve yemin olsun sizi hurma ağaçlarına asacağım. O zaman iyice bileceksiniz, hangimizin azabı daha şiddetli ve sürekli.
21 Enbiya 19
Göklerde ve yerde kim varsa O'na aittir. Ve O'nun katındakiler, O'na ibadet etmekten ne çekinirler ne de yorulurlar.
21 Enbiya 58
Sonunda onları parça parça etti. Yalnız en büyüklerini bıraktı ki, dönüp ona başvurabilsinler.
21 Enbiya 63
Dedi: Hayır, ben değil. Şu büyükleri yapmıştır onu. Hadi, sorun onlara eğer konuşabiliyorlarsa!
21 Enbiya 103
O en büyük korku onları tasalandırmaz. Melekler onları şöyle karşılarlar: Bu size o vaat edilen gününüzdür!
22 Hac 37
Onların etleri de kanları da Allah'a asla ulaşmaz; fakat sizin takvanız O'na ulaşır. Onları size bu şekilde boyun eğdirdi ki, sizi hidayete erdirdiği için
Allah'ı yücelterek anasınız. Güzel düşünüp güzel davrananlara müjde ver.
22 Hac 62
Evet böyledir! Çünkü Allah Hakk'ın ta kendisidir. O'nun berisinden yalvarıp çağırdıkları ise bâtılın ta kendisidir. Hiç kuşkusuz, Allah Aliyy'dir,
Kebîr'dir.
23 Muminun 46
Firavun'a ve kodamanlarına. Ancak kibre saptılar, çünkü kendilerini büyük gören bir topluluktu onlar.
23 Muminun 67
Ona karşı büyüklük taslayarak, gece boyunca hezeyanlar savuruyordunuz.
24 Nur 11
O ifki/yalan haberi/iftirayı getirenler, içinizden bir gruptur. Onu sizin için şer sanmayın. Aksine o, sizin için bir hayırdır. Onlardan her kişiye o
günahtan kazandığı vardır. Onların, günahın büyüğünü yönetenine de büyük bir azap vardır.
25 Furkan 19
İşte haklarında söz söyledikleriniz de sizi yalanladılar. Artık ne azabı savabilirsiniz ne de yardımcı olabilirsiniz. Zulmedenlerinize zorlu bir azap
tattıracağız.
25 Furkan 21
Bize kavuşmayı ummayanlar dediler ki: Üstümüze melekler inse, yahut Rabbimizi görsek olmaz mı? Yemin olsun ki, kendi benliklerinde büyüklük
kuruntusuna düştüler ve korkunç bir biçimde azdılar.
25 Furkan 21
Bize kavuşmayı ummayanlar dediler ki: Üstümüze melekler inse, yahut Rabbimizi görsek olmaz mı? Yemin olsun ki, kendi benliklerinde büyüklük
kuruntusuna düştüler ve korkunç bir biçimde azdılar.
25 Furkan 52
Artık inkârcılara boyun eğme, onlara karşı Kur'an ile zorlu bir cihat aç.
26 Suara 49
Firavun haykırdı: Ben size izin vermeden ona inandınız ha! Anlaşıldı, o sizin hepinize sihirbazlığı öğreten büyüğünüz. Yakında bileceksiniz. Yemin
olsun, ellerinizi, ayaklarınızı çaprazlamasına keseceğim ve yemin olsun sizi toptan asacağım.
28 Kasas 23
Medyen suyuna ulaştığında, su başında halktan bir grup gördü. Hayvanlarını suluyorlardı. Biraz ötelerinde çekingen bir halde duran iki kadın fark
etti. Derdiniz nedir? dedi. Şu çobanlar çekilip gidinceye kadar biz hayvanlarımızı sulamayız. Üstelik babamız da ileri yaşta bir ihtiyardır. dediler.
28 Kasas 39
O ve orduları yeryüzünde haksız yere büyüklük tasladılar ve sandılar ki, bize döndürülmeyecekler.
29 Ankebut 39
Karun'u, Firavun'u, Hâmân'ı da öyle yaptık. Yemin olsun, Mûsa onlara açık seçik kanıtlarla geldiği halde, yeryüzünde büyüklük tasladılar. Ama öne
geçemezlerdi.
29 Ankebut 45
Kitap'tan sana vahyedileni oku! Namazı da kıl! Çünkü namaz, çirkinliklerden ve kötülüklerden alıkoyar. Elbette ki Allah'ın zikri/Kur'an'ı daha büyüktür!
Allah, neler yaptığınızı biliyor.
31 Lokman 7
Ayetlerimiz ona okunduğunda, böbürlenerek yüzünü çevir. Sanki onları hiç işitmemiştir, sanki kulaklarında bir ağırlık vardır. İşte böylesini, korkunç
bir azapla muştula.
31 Lokman 30
Bu böyledir; çünkü Allah, Hakk'ın ta kendisidir. O'nun berisinde yalvarıp yakardıkları ise bâtıldır. Ve Allah Aliyy'dir, yüceliğine sınır yoktur; Kebîr'dir,
büyüklüğüne sınır yoktur.
32 Secde 15
Bizim ayetlerimize o kimseler inanır ki, onlarla kendilerine öğüt verildiğinde, secdelere kapanırlar ve hiç böbürlenmeyerek Rablerine hamt ile tespih
ederler.
32 Secde 21
Belki dönerler diye, onlara o büyük azaptan ayrı olarak, o küçük azaptan da mutlaka tattıracağız.
33 Ahzap 47
Ve muştula inananlara: Kendilerine Allah'tan büyük bir lütuf vardır.
33 Ahzap 67
Ve derler ki: Rabbimiz biz, efendilerimize, büyüklerimize itaat ettik de bizi yoldan saptırdılar.
33 Ahzap 68
Rabbimiz, onlara iki kat azap ver; onları büyük bir lanetle lanetle!
34 Sebe 3
Küfre sapanlar şöyle dediler: Kıyamet saati bize gelmez! De ki: Hayır, öyle değil! Gaybı bilen Rabbime yemin olsun ki, o size mutlaka ve mutlaka
gelecektir! Göklerde ve yerde zerre miktarı bir şey bile Rabbimden gizli kalmaz. Zerreden daha küçük veya daha büyük hiçbir istisna olmamak üzere,
her şey apaçık bir Kitap'ta belirlenmiştir.
34 Sebe 23
O'nun katında, bizzat kendisinin izin verdiği kimseden başkasının şefaatı/kendisinin izin verdiği kimseden başkası için şefaat yarar sağlamaz.
Sonunda, kalplerinden korku giderilince: Rabbimiz ne dedi? derler. Hakkı söyledi, O'dur Aliyy, O'dur Kebîr.
34 Sebe 31
Küfre sapanlar dedi ki: Biz, bu Kur'an'a da bundan öncekine de asla inanmayacağız! Ah, bir görsen o zalimleri Rableri huzurunda, tutuklanmış
halde! Bir kısmı da bir kısmına söz atar durur. Basit görülüp horlananları, büyüklük taslayanlara şöyle derler: Siz olmasaydınız, vallahi biz
inanacaktık!
34 Sebe 32
Büyüklük taslayanları ise basit görülüp horlananlara şöyle derler: Hidayet size geldikten sonra, sizi ondan biz mi geri çevirdik? Hayır, siz kendiniz
günahkârlardınız!
34 Sebe 33
Bu kez, basit görülüp horlananlar büyüklük taslayanlara şöyle derler: Hayır, öyle değil! İşiniz gece gündüz düzenbazlıktı. Siz bize Allah'a nankörlük
etmemizi, O'na eşler, ortaklar tutmamızı emrediyordunuz. Nihayet, azabı gördüklerinde, pişmanlığı içlerine gömerler. Biz ise inkârcıların
boyunlarına bukağıları vurmuşuzdur. Yapıp ettiklerinden başka, neyin karşılığını görüyorlar ki!...
35 Fatir 7
Küfre sapanlar için şiddetli bir azap vardır. İman edip hayra ve barışa yönelik ameller işleyenlere gelince onlar için bir bağışlanma ve büyük bir ödül
olacaktır.
35 Fatir 32
Sonra, kullarımız arasından seçtiklerimizi Kitap'a mirasçı kıldık. İçlerinden öz nefsine zulmeden var. Orta yolda gideni var. Allah'ın izniyle
hayırlarda öne geçeni var. İşte bu, büyük lütfun ta kendisidir.
35 Fatir 43
Yeryüzünde kibirlendi ve kötülük tezgâhladılar. Oysaki tezgâhlanan kötülük, sahibinden başkasını kuşatmaz. Öncekilerin başına gelenlerden
başkasını mı bekliyorlar? Allah'ın yol ve yönteminde değişme asla bulamazsın! Allah'ın yol ve yönteminde döneklik de bulamazsın!
35 Fatir 43
Yeryüzünde kibirlendi ve kötülük tezgâhladılar. Oysaki tezgâhlanan kötülük, sahibinden başkasını kuşatmaz. Öncekilerin başına gelenlerden
başkasını mı bekliyorlar? Allah'ın yol ve yönteminde değişme asla bulamazsın! Allah'ın yol ve yönteminde döneklik de bulamazsın!
37 Saffat 35
Onlar, kendilerine, Allah'tan başka ilah yoktur dendiğinde, kibirleniyorlardı.
38 Sad 74
İblis etmemişti. O, kibre sapmış ve inkârcılardan olmuştu.
38 Sad 75
Allah dedi: Ey İblis, iki elimle yarattığıma secde etmekten seni alıkoyan neydi? Burnu büyüklük mü ettin, yoksa yücelenlerden mi oldun?
39 Zumer 26
Allah; onlara dünyada rezilliği tattırdı. Ahiretin azabı ise elbette daha büyüktür. Bir bilselerdi!...
39 Zumer 59
Hayır, olmaz! Ayetlerim sana geldi de onları hemen yalanlayıverdin; büyüklük tasladın ve kafirlerden oldun.
39 Zumer 60
Allah'a yalan isnat edenleri, kıyamet günü yüzleri simsiyah halde görürsün. Kibirliler için cehennemde bir barınak mı yok!
39 Zumer 72
Şöyle denilir: Girin cehennemin kapılarından! Orada sürekli kalacaksınız. Büyüklük taslayanların barınağı ne de kötüymüş!
40 Mumin 10
Küfre batmış olanlara şöyle haykırılır: Allah'ın öfkesi, sizin kendi benliklerinize öfkenizden elbette ki daha büyüktür. Hani, siz imana çağrılıyordunuz
da inkâr ediyordunuz!
40 Mumin 12
Bu halinizin sebebi şu: Allah'a, yalnız O'na çağrıldığınızda inkâr etmiştiniz. O'na ortak koşulduğunda ise iman ediyordunuz. Artık hüküm o en yüce,
o en büyük olan Allah'ın...
40 Mumin 27
Mûsa dedi: Ben, hesap gününe inanmayan her kibirliden, benim de Rabbim sizin de Rabbiniz olana sığındım.
40 Mumin 35
Kendilerine gelmiş bir kanıt olmaksızın Allah'ın ayetleri hakkında mücadele edenlerin durumu, hem Allah katında hem de inananların katında büyük
bir öfke konusu olmuştur. Allah, tüm zorba, kibirli kalpler üzerine işte böyle mühür basıyor.
40 Mumin 35
Kendilerine gelmiş bir kanıt olmaksızın Allah'ın ayetleri hakkında mücadele edenlerin durumu, hem Allah katında hem de inananların katında büyük
bir öfke konusu olmuştur. Allah, tüm zorba, kibirli kalpler üzerine işte böyle mühür basıyor.
40 Mumin 47
O vakit onlar ateş içinde çekişir dururlar. Horlanan takım, böbürlenen takıma şöyle der: Biz sizin uydularınız olmuştuk. Şimdi şu ateşin bir kısmını
olsun bizden uzak tutabilir misiniz?
40 Mumin 48
Böbürlenen takım şöyle konuşur: Gerçek şu ki, hepimiz ateşin içindeyiz. Allah, kullar arasında hüküm vermiş.
40 Mumin 56
Kendilerine gelmiş hiçbir kanıt olmadan, Allah'ın ayetleri hakkında tartışıp duranlar var ya, onların göğüslerinde, asla ulaşamayacakları bir
büyüklüğün kuruntusu vardır. Artık Allah'a sığın! O'dur Semî, O'dur Basîr.
40 Mumin 57
Göklerin ve yerin yaratılışı/yarattıkları, insanların yaratılışından/insanlar âleminden elbette daha büyüktür. Ne var ki insanların çokları bilmiyorlar.
40 Mumin 60
Rabbiniz buyurmuştur ki: Dua edin bana, cevap vereyim size! Kibre saparak bana ibadetten uzaklaşanlar, aşağılanmış bir halde cehenneme
gireceklerdir.
40 Mumin 76
Girin cehennemin kapılarından; sürekli kalacaksınız içeride. Kibirlenenlerin barınağı ne de kötüymüş!
41 Fussilet 15
Âd toplumu yeryüzünde haksız bir biçimde büyüklük tasladı da şöyle dediler: Bizden daha güçlü kim var? Onlar, kendilerini yaratan Allah'ın, evet
O'nun, onlardan daha kuvvetli olduğunu görmediler mi? Bunlar, bizim ayetlerimize de karşı çıkıyorlardı.
41 Fussilet 38
Eğer büyüklük taslarlarsa bilsinler ki, Rabbin katındakiler hiç usanmadan, gece ve gündüz O'nu tespih ederler.
42 Sura 13
Sizin için, dinden, Nûh'a önerdiğini, sana vahyettiğini, İbrahim'e, Mûsa'ya ve İsa'ya önerdiğimizi şöyle diyerek kanunlaştırdı: Dini dosdoğru tutun;
onda bölünüp fırkalara ayrılmayın! Onları çağırdığın bu tutum, şirke bulaşanlara çok ağır gelmiştir. Allah, dilediğini kendisi için seçer ve hakka
yönelenleri kendisine iletir.
42 Sura 22
Kazandıkları, tepelerine inerken o zalimlerin korkudan titrediklerini göreceksin. İman edip hayra ve barışa yönelik işler yapanlarsa cennetlerin
bahçelerindedir. Rableri katında kendileri için, diledikleri herşey vardır. İşte budur o büyük lütuf.
42 Sura 37
Onlar, günahın büyüklerinden ve tüm iğrençliklerinden uzak dururlar. Öfkelendikleri zamansa, affedenler onlar olur.
43 Zuhruf 48
Onlara gösterir olduğumuz her ayet/alâmet, kızkardeşi ayet/alâmetten mutlaka daha büyüktür. Belki dönerler diye onları azapla da yakalamışızdır.
44 Duhan 16
Gün gelir, en büyük vuruşla vururuz biz. Şu bir gerçek ki, intikam da alırız biz!
45 Casiye 8
Ki Allah'ın ayetlerinin kendisine okunuşunu dinler, sonra böbürlenmiş olarak inadında devam eder. Sanki hiç duymamıştır onları. Artık acıklı bir
azapla muştula böylesini!
45 Casiye 31
İnkâr ve nankörlüğe sapmış olanlara gelince, onlara şöyle denecek: Ayetlerimiz karşınızda okunurdu ama siz büyüklük taslardınız, suç işleyen bir
toplum oldunuz, öyle değil mi?
45 Casiye 37
Göklerde ve yerde ululuk/büyüklük O'nundur! Azîz'dir O, Hakîm'dir.
46 Ahkaf 10
De ki: Hiç düşündünüz mü? Eğer bu, Allah katından ise ve siz onu tanımamışsanız, İsrailoğullarından bir tanık da onun benzerine tanıklık edip
inandığı halde, siz böbürlenmişseniz haliniz nice olur! Allah, zalimler topluluğuna kılavuzluk etmez.
46 Ahkaf 20
Gün olur, inkâr edenler ateşe arz edilirler. Onlara denir ki: İyiliklerinizi/nimetlerinizi, o iğreti dünya hayatınızda silip süpürdünüz, onlarla zevklenip
eğlendiniz. Bugünse alçaltıcı azapla cezalandırılacaksınız. Çünkü siz, yeryüzünde haksız yere büyüklük tasladınız ve gerçeğe ters düştünüz.
53 Necm 18
Yemin olsun ki Rabbinin en büyük ayetlerinden bir kısmını gördü.
53 Necm 32
Öyle kişilerdir ki onlar, günahın büyüklerinden ve iğrençliklerden çekinip kaçınırlar. Bazı küçük sürçmeler hariç. Hiç kuşkusuz, senin Rabbin affı
geniş olandır. Sizi en iyi bilen O'dur: Hem sizi topraktan oluşturduğu zaman hem de annelerinizin karınlarında ceninler halinde bulunduğunuz
zaman. O halde kendi kendinizi temize çıkmış göstermeyin; kimin sakındığını en iyi bilen O'dur.
54 Kamer 53
Küçük büyük tümü, satır satır yazılmıştır.
57 Hadid 7
Allah'a resulüne iman edin; sizi üzerinde buyruk sahibi yaptığı şeylerden başkalarına bol bol verin! İçinizden iman eden ve infakta bulunanlar için çok
büyük bir ödül vardır.
59 Hasr 23
Öyle Allah ki O, ilah yok O'ndan gayrı! Melik, Kuddûs, Selâm, Mümin, Müheymin, Azîz, Cebbâr, Mütekebbir. Allah, onların ortak koşmalarından
yücedir, arınmıştır.
61 Saff 3
Yapmayacağınız şeyi söylemeniz, Allah katında büyük bir günahtır.
63 Munafikun 5
Onlara, Hadi gelin, Allah resulü sizin için af dilesin! dendiğinde kafalarını öteye çevirirler. Ve sen onların böbürlenmiş bir halde dönüp gittiklerini
görürsün.
67 Mulk 9
Derler ki: Gelmedi olur mu? Bize uyarıcı geldi. Fakat biz yalanladık. Ve: 'Allah bir şey indirmemiştir, siz büyük bir sapıklık içindesiniz, başka değil!'
şeklinde konuştuk.
67 Mulk 12
Görmedikleri halde Rablerinden ürperenlere gelince, onlar için bir bağışlanma ve büyük bir ödül vardır.
68 Kalem 33
İşte böyledir azap! Âhiretin azabı ise gerçekten çok daha büyüktür. Bir bilselerdi!
71 Nuh 7
Ben onları, sen kendilerini affedesin diye çağırdıkça, parmaklarını kulaklarına tıkadılar, elbiseleriyle sarılıp sarmalandılar, inat ve ısrar ettiler ve
kibirlendikçe kibirlendiler.
71 Nuh 7
Ben onları, sen kendilerini affedesin diye çağırdıkça, parmaklarını kulaklarına tıkadılar, elbiseleriyle sarılıp sarmalandılar, inat ve ısrar ettiler ve
kibirlendikçe kibirlendiler.
71 Nuh 7
Ben onları, sen kendilerini affedesin diye çağırdıkça, parmaklarını kulaklarına tıkadılar, elbiseleriyle sarılıp sarmalandılar, inat ve ısrar ettiler ve
kibirlendikçe kibirlendiler.
71 Nuh 22
Çok büyük hileler sergilediler/çok büyük tuzaklar kurdular.
74 Mudessir 3
Rabbinin yüceliğini duyur!
74 Mudessir 23
Sonra arkasını döndü ve böbürlendi.
74 Mudessir 35
Ki o gerçekten en büyüklerden biridir.
76 İnsan 20
Oraya baktığında, nereye göz atsan büyük bir nimet, büyük bir mülk ve yönetim görürsün.
79 Naziat 20
Derken, ona o en büyük mucizeyi gösterdi.
79 Naziat 34
O güç yetmez büyük felaket geldiğinde,
85 Buruc 11
İman edip hayra ve barışa yönelik işler yapanlara gelince onlar için, altlarından ırmaklar akan cennetler vardır. Büyük başarı işte budur.
87 Ala 12
En büyük ateşe girer o.
88 Gasiye 24
Allah, böylesine en büyük azapla azap edecektir.